18 Mart 2007 Pazar

Çanakkale



Aziz vatanıma kastetmiş düşman
Modern zırhlılarla ateş kusuyor
Gözü dönmüş, imansız düşman
Bütün gücüyle üzerimize saldırıyor.

İşte imkansızlıklar içine bir millet
Vatanını, kanının son damlasına kadar savunuyor
Bedbaht düşmana karşı tek yürek
İmanını ortaya koyuyor

O gün başkaydı elde top, tüfek
Ne yiyecek vardı, ne de giyecek
Dediler: “Sağolsun vatanımız tek”
Borçluyuz, uğrunda bir can verecek

Şehitlik kutsal bir mertebe bizim için
Sömürgecilik her şeydir onlar için
Biz hür doğmuş hür yaşamış milletiz
Kimsenin himayesine giremeyiz

Kaldırdı tonluk mermiyi Kahraman Seyyid Ali
Tam ortadan vurdu düşmanın sefinesini
Savaş düzeni bozuldu hain düşmanın
Zafer kaçınılmaz oldu hakkı savunanlar için

Mustafa kemal cepheden seslendi
Size ölmeyi emrediyorum dedi
Bununla cesaretlenen asker
Dev gibi bir orduyu yendi

Çanakkale, şehitlerimizin kanıyla sulandı
Nice canlar bu vatan için sonlandı
Atalarımız Çanakkale’de destan yazdı
Bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykırdı

İşte Çanakkale Türkiye’dir
Vatanımın savunulduğu yerdir.
Yeni bir milletin şahlanış sahnesidir.
Büyük bir destanın yazıldığı yerdir.
IMP

Atalarımız, Çanakkale'de bu vatanın uğruna şehit oldular.Eğer bugün bu topraklarda rahatça yaşayabiliyorsak bu onların sayesindedir.Ruhları şad olsun.Mekanları cennet olsun.
Onların, karşısında dünyanın en büyük devletleri bile duramadı.Atalarımız birlik olmuştu çünkü düşmana karşı. Zamanın en modern savaş zırhlıları ve en modern silahlarının namlusu çevrilmişti güzel vatanıma. Emperyalizm, ay ve yıldızımı boğmak için gelmişti Gelibolu'ya.Ve Atalarımızdan yadigar kalan son toprağımız olan Anadolu'yu almaya.Tabiri caizse evdeki hesap çarşıya uymadı.Hain düşman Çanakkale'de bozguna uğradı.
Çanakkale Savaşı Türk'ün gücünü, kudretini ve kahramanlığının en önemli göstergelerinden biridir.Ay ve yıldızımın, emperyalizmi nasıl boğduğunun açıkça göstergesidir.
KİN TUTMA; FAKAT GEÇMİŞİNİ DE UNUTMA
EN ŞEREFLİ TARİH BİZE AİTTİR SAKIN UNUTMA!
IMP
TARİH:18 MART 1915*
Çanakkale Deniz Savaşları, I. Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri donanmaları ile savunmada kalan Osmanlı Devleti arasında 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı'nda meydana gelen savaş. Deniz Savaşı'nın fikir babası Winston Churchill'in planı; Boğazları donanma ile geçerek Osmanlı'yı savaştan saf dışı bırakmak ve aynı zamanda Bolşeviklerin baskı uyguladıkları Rus Çarlığı'na yardım etmekti. Churchill bu planı Akdeniz filo komutanı Amiral Carden'den de destek bulunca plan İngiliz meclisinden geçti. Zamanın en ileri teknolojisine sahip olan İngiliz donanması tarihinde hiçbir yenilgi almamıştı. Fransa'nın desteği ile dünyanın en büyük donanmasını oluşturuyordu. Bu donanmaya yenilmez armada ismi takılmıştı.
Osmanlı ordusu ise boğazı savunmak için Almanlara mayın döşetmişti. Bu mayınlar genişliği 1,5 km ile boğazın en dar yeri olan Soğandere-Dardanos önlerinden güneye doğru sıralıydı. 10 mayın hattı kurulmuştu. Bu hatlarda toplam 225 mayın bulunmaktaydı. Kıyılarda bu hatları koruyacak gizli obüs bataryaları hazırlanmıştı. Savunma temelde topçu bataryalarına dayanmaktaydı. Bu toplardan çoğu oldukça eskiydi. En iyilerinin bile atış menzili 7-8 km civarındaydı. Boğazın girişinde Rumeli'de Seddülbahir ve Ertuğrul tabyaları, Anadolu'da Kumkale ve Orhaniye tabyaları bulunuyordu. Anadolu yakasında Kepez burnuna, Rumeli de ise Kilitbahir'e kadar topçu savunmasını ağırlıklı olarak seyyar tabyalar (havanlar, toplar, obüsler) üstlenmişti. Kepez altında Dardanos sabit tabyası Kepezden sonra iki yakada Mecidiye ve Hamidiye tabyaları, Kilitbahir, Namazgâh ve Havuzlar tabyaları bulunuyordu. Ayrıca denizaltılar için boğaza ağlar gerilmişti.
Nusrat Mayın Gemisiyle yapılan Karanlık Liman Harekatı:
7 Mart'ı 8 Mart'a bağlayan gece Nusrat mayın gemisi Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey komutasında düşman gemilerinin projektörlerine aldırmadan Anadolu yakasındaki Akyarlar'a mayınlarını bıraktı.
Ertesi günlerde İngilizler deniz ve hava keşifleri yapmış ama bu mayınları bulamamışlardır
Savaş başlıyor

3 Kasım 1915 tarihinde 28 gemilik İngiliz-Fransız filosundan ilk atışı Cornwallis adlı zırhlı yaptı. 28 gemi, boğazın dış tabyalarını 17 dakika süren top ateşine tuttu. Bu bombardıman sırasında Seddülbahir tabyası büyük hasar gördü. 19 Şubat günü çok sayıda gemiyle bombardıman başladı. Osmanlı topları, menzilleri kısa olduğu için karşılık veremiyordu. Ancak saat 12'den sonra gemiler kıyıya yaklaşarak 7 km.den ateşe başlayınca bataryalar karşılık vermeye başladı. Gemilerden ikisi hasar gördü. Amiral Carden saat 17.30 da geri çekilme emri verdi. Bozan hava sebebiyle 25 Şubat'a kadar saldırı olmadı. 25 Şubat günü dış tabyalar tahrip edildi. 18 Mart'a kadar geçen sürede Rumeli yakasında Seddülbahir ve Ertuğrul tabyaları ile Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyaları tahrip edildi. 17 Mart'ta Amiral Carden sinirleri bozulduğu için görevden ayrıldı yerine Amiral De Robeck atandı. 18 Mart günü bir saldırı planlandı. Bu plana göre 3 filo oluşturulacak;
1. Filo : Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson, Inflexible
2. Filo : Albion, Swiftsure, Magestic, Ocean, Cornwallis, Irresistible, Vangeance, Canopius, Prince George
3. Filo (Fransızlar) : Bouvet, Gaulois, Suffren, Charlmagne
ve bu filoların iki hat oluşturarak kıyıları bombardıman altında tutmaları ve bu sırada da mayın temizleyicilerin çalışması sağlanacaktı.
18 Mart'tan önce mayın tarama gemileri yoğun faaliyet göstererek mayınların bir bölümünü toplamışlardı. Ancak Mesudiye-Soğanlıdere hattından Çimenlik'e kadar olan bölge mayından temizlenemedi. Bu arada 17 Mart18 Mart'a bağlayan gece Nusrat Mayın Gemisi Karanlık Liman'ın kuzeyine 26 mayından oluşan bir mayın hattı döşemeyi başardı.
18 Mart Harekâtı*

Fransız savaş gemisi Bouvet'nin batışı (18 Mart 1915)*

Terk edilen İngiliz savaş gemisi Irresistible'ın batışı (18 Mart 1915)
18 Mart 1915 sabahı saat 10:30'da Agamemnon komutanlığında 1. Filo, A hattını oluşturarak ve arkadan 2. Filo tarafından desteklenerek boğaza girdi. Saat 11.00'den itibaren yaklaşık 13.000 metreden tabyaları topa tuttu. Toplam 506 topa karşılık savunmada sadece 150 top vardı. Menzili yetmediği için tabyalardan karşılık verilemedi. Filo biraz daha ilerledi ve tabyaların, özellikle de hareketli olanların menziline girdiğinde karşı ateş başladı, Agamemnon ve Inflexible yara aldı. Donanmanın ateşi yoğun olmasına karşın isabetli değildi çünkü, çeşitli yanıltma yöntemleri ve yer değişimi uygulanıyordu. Bu aşamada Kepez'den karşıya olan ilk mayın hattının temizlenmesi planlanmasına rağmen buraya yanaşılamadı bile. Saat 12.30'da 3.filo (Fransız) B hattı öndeki gemilere yaklaşarak kıyılara ateş açtı. A hattının iki yanından geçerek ön hattı oluşturdular. Bu arada tabyalardan ateş devam ediyordu ayrıca gemiler ilerleyerek Çanakkale ve Kilitbahir tabyalarının da menziline girmiş, ateş altında kalmışlardı. Saat 14.00 civarında Türk tabyalarının ateşi biraz azaldığı için Amiral Robeck, 2. filonun gelerek en öndeki 3. filo gemileri ile yer değiştirmesini istedi. Bu manevra esnasında Erenköy körfezine giren gemiler Nusrat'in mayınlarına çarptılar. Bouvet mayına çarparak 10 dakika içinde sulara gömüldü. Yardıma giden Ocean ve Irresistible, mayın ve top yarası alarak terkedildi, mürettebatları diğer gemilerce kurtarıldı. Gaulois, Suffren, Agamemnon ağır hasar almış, Charlemagne da hafif yaralanmıştı. İlk mayın hatlarına bile erişemeden, dış savunma hattı düzeyini bile hizalayamadan bu hâle düşen Birleşik Donanma büyük bir panik yaşadı ve saat 17:45'te, De Robeck geri çekilme emri verdi. Donanma hızla boğazı terkederek Bozcaada'ya doğru çekildi. Irresistible ve Ocean da gece çökerken battılar. Bu, müttefiklerinin yardımına rağmen İngiliz Kraliyet Donanması'nın Trafalgar Savaşı'ndan beri yaşadığı en büyük yenilgiydi. [1]

Savaşın sonu*

6 saat 45 dakika süren bombardıman sonucu iki İngiliz, bir Fransız zırhlısı battı, bir İngiliz, iki Fransız zırhlısı ağır yara aldı, üç gemi karaya oturdu. Osmanlı tarafındaki kayıp ise kırkdört şehit, yetmiş yaralı, sekiz top idi.
Donanma boğazdan geçemeyince kara harekâtı gündeme geldi. Müttefikler planlarını düzenlediler, hazırlıklarını yaptılar.
Malta'dan, İngiltere'den, Fransa'dan, Mısır'dan gelen askerler Limni adasında toplandılar.

Denizaltı harekâtları*

İngiliz denizaltıları, 1914 yılından itibaren, asıl savaş henüz başlatılmadan, saldırıya geçmişlerdir. 13 Aralık gününde, İngiliz denizaltı B11, Çanakkale Boğazı'na girmiş ve 1874 yapımı, Sarı Sığlar koyunda demirlemiş Mesudiye adlı Türk savaş gemisine saldırmıştır. Gemi su almış ancak batmamıştır, 673 kişilik mürettebatının çoğunluğu gemi gövdesini delerek kurtarılmıştır.
Fransız denizaltı saldırıları da savaşın resmî başlangıcından önce gerçekleşmiştir.
5 Ocak, 1915 tarihinde Fransız denizaltı Saphir Nara Burnu'na kadar ulaşmış ve sonrasında batırılmıştır. Mürettebatından 14 kişi yaşamını yitirmiş ve 13'ü Türk ordusu tarafından tutsak edilmiştir.
17 Nisan gününde, İngiliz denizaltı E15 boğazı geçmeye çalışmış, ancak çok derinden ilerlemesi nedeniyle, akıntıya kapılmış ve Kepez Burnu çevresinde topçu ateşi ile batırılmıştır.
Boğazı geçmeyi başaran ilk denizaltı Avustralyalı AE2'dir.
26 Nisan'da, işgal ordusu İlyas Burnu ve Anzak Koyu'na çıkartma yaptığı esnada, AE2 boğazda ilerlemiş, ve saldırı denemelerine rağmen, 3 gün sonra, Türk torpido botları tarafından Erdek Körfezi'nde batırılmıştır. Boğazı geçen ikinci denizaltı, İngiliz E14, Marmara Denizi'ne ulaşmış ve 3 hafta boyunca saldırılarda bulunmuştur. E11 ise, Barbaros Hayrettin adlı savaş gemisine saldırmıştır.
Denizaltı mürettebatları tarafından Küçükçekmece çevresindeki demiryollarına yapılan saldırıların yanı sıra, Fransız denizaltı Joule 1 Mayıs günü boğaza girmeyi denemiş ancak mayına çarparak batmıştır. 27 Temmuz'da tekrar Mariotte ile denenmiş ancak yine başarısız olmuşlardır. Marmara Denizi'ne ulaşan ilk Fransız denizaltı Turqoise 30 Ekim'de mürettebatı ve harekât ile ilgili belgeler ile birlikte Türk ordusu tarafından tutsak edilmiştir. Denizaltına, Fransız kaptanı teslim olmaya zorlayan Onbaşı Müstecip'in adı verilmiştir.
Zafer biz Çılgın Türklerindir!

Not:Çanakkale şiirimin her hakkı bana aittir.2005 senesinde Maltepe Belediyesi'nin düzenlemiş olduğu "Çanakkale"konulu şiir yarışmasında 2. olmuştum.Bu şiirim, Posta, Türkiye, Evet gazetelerinde yayınlanmıştır.
Not2:Bu yazımı yazmadaki amacım hem şehitlerimizi anmak hemde artık Güçlü Ve Tam Bağımsız Bir Türkiye için "birleşme zamanı"nın çoktan gelip çattığını vurgulamaktır.Bundan başka "Türkiye" yok!Atalarımız "yan gelip" yatmadı gereği gibi bu vatan uğruna yanıp tutuştular gerektiğinde canları bile esirgemeden ay ve yıldızımın uğrunda verdiler.Ben, bu yazımı ve diğer yazılarımı okuyan herkeste "Çanakkale Ruhunu", "Kuvay-i Milliye Ruhu" "Vatan ve Millet Sevgisi" ve "Gerçek Mustafa Kemalcilik" ruhu aşılamayı hedefliyorum. Saygılarımla

Kaynaklar:

*tr.wikipedia.com/canakkaledenizsavaslari adresinden alıntıdır.

16 yorum:

Adsız dedi ki...

Şu ana kadar okuduğum en anlamlı, en güzel ve en gerçekci yorumdu.Diğer yorumlarınızda çok iyi; fakat bu yazıyı aşkla yazdığınız belli.Allah sizden razı olsun.

Adsız dedi ki...

Siz ve sizin gibiler oldukça bu vatana birşeycikler olmaz.Hakkım helal olsun sana yavrum...

Adsız dedi ki...

Çanakkale, benim ödevimdi.Yarına acele yetiştirmem gerekiyordu.Çok site gezdim;fakat en anlamlı bilgi daha doğrusu gerçek çanakkale ruhunu burada buldum.Yazınız size ait olan güzel bir şiirle başlamış ve yazınız yine şiirsel hava ile sürmüş.Yalnızca salt tarihten bahsetmemiş resmen hem geçmişe değinip hemde günümüz gençliğine çok önemli mesajlar vermişsiniz.Maalesef biz "yan gelip yatıyoruz".Bu vatan için pek birşey yapmıyoruz.Sanki bizim görevimiz değilmiş gibi vatan savunmasını bile her yönüyle güvenlik güçlerine bırakıyoruz.Halbuki taşın altına bir elimizi soksak.Azıcık gayret etsek herşey daha güzel olacak.Sizinde daha önceki yorumlarınızda belirttiğiniz gibi ilk öncelikle "kan uykusu"ndan uyanmamız lazım.Sonra kendimize çeki düzen vermemiz lazım.Demokrasi yolundada emin adımlarla ilerlememiz lazım.Ben sizinle bu uğurda varım.AY yıldızlı bayrağım için ölmeye hazırım.
Bu blogu açtığınız için Size ne kadar teşekkür etsem azdır.Yalnız benim daha önceki yorumumu size ve blogu övmeme rağmen kaldırmanıza biraz kırıldım.Ama şunu gördüm ki gerçekten sitenizde ciddiyet istiyorsunuz.Ya da modern adıyla "askeri disiplin" diyelim.Bu konuda da haklısınız.Çünkü bu ciddiyet ve seviye sağlanmazsa internette milyonlarca olan uyduruk forumlardan ne farkı kalır öyle değil mi?
Ben, sizinle aynı fikirde olup sonuna kadar "Güçlü ve Tam Bağımsız Türkiye" anlayışını benimsiyorum.Yorumları kaldırmamanız dileğiyle(şaka yapıyorum;alınmayın sakın)Allah'a emanet olun.Siz bu vatana lazımsınız.Saygılarımla

Adsız dedi ki...

Çanakkale'yi unutmadık ve unutmayacağız.

Adsız dedi ki...

Şimdi bir çanakkale gibi savaş olsa o yıllardaki gibi savaşa katılım fazla olur mu?Gençlerimiz cepheye mi yoksa diskoya mı koşar?Yeni nesil, önceki neslinden bihaber.İnşallah kurduğunuz siteniz Tüm Türkiye tarafından tanınır.

Adsız dedi ki...

Emperyalizme ilk darbe:18 Mart
" "ikinci darbe:30 Ağustos

Adsız dedi ki...

Her yerden geçilir bir tek Çanakkaleden geçilmez.Şehitlerimizden ve gazilerimizden Allah razı olsun.

Adsız dedi ki...

"Geçmişini bilmeyen geleceğini şekillendiremez."Bu sözü nasıl kullanmadın ımp? Tamda yazına uygun ve patenti sana ait bir sözdü.Yazın müthiş, duygular harika...Kal sağlıcakla

Adsız dedi ki...

müthiş

Adsız dedi ki...

Manyak güzel bir blog radyo özelliği harika olmuş yakında tv playerda koyarsınız bu gidişle."Çanakkale" konusuna gelince işte bizim ecdad.Var mı dünyada bizim sahip olduğumuz gibi ecdad?Hangi ülkenin tarihinde bu kadar şerefli bir destan var?Saygılarımla

Adsız dedi ki...

Abi nasıl 4 tane attık yunana.İyi oldu içim rahatladı valla.Ecdadın cephede yazdığı destanı bizde futbol sahalarında yazıyoruz.

Adsız dedi ki...

İlk öncelikle yazınızdan ötürü sizi takdir ettiğimi bilmenizi isterim.Gerçekten blogunuzdaki yazılar çok güzel.Çok önemli noktalara temas ediyorsunuz.Başarılarınızın devamını dilerim.

Adsız dedi ki...

Bunun gündemle ne alakası var diye yazınızı okumaya başlamıştım.Fakat not bölümündeki yazınızı okuyunca vermek istediğiniz mesajı anladım.Tam bağımsız, güçlü bir Türkiye için el ele gönül gönül gönüle vermemiz gerekir.İyi çalışmalar...

Adsız dedi ki...

Ecdad der ki:"Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni"
Şİmdiki gençlik der ki:Haydi diskoya gidelim.
Aradaki fark bu

Adsız dedi ki...

Yazınız on üzerinden on.Bir dahaki yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

Adsız dedi ki...

ÜSTAD BÜYÜKSÜN

Arşiv