8 Mayıs 2007 Salı

YENİ MODA: SİYASİ PARTİLERİN UZLAŞMA DÖNEMİ

A) POLİTİKADA UZLAŞMA KAVRAMI ÜZERİNE

Siyaset biliminin temel maddelerinden biri "uzlaşmacılık'tır.Politika, yalnızca çatışma değil aynı zamanda uzlaşmadır.Siyasal faaliyet genellikle karar alma, kural koyma ve bunları yürütme şeması içinde yer alır.Gerçek oluşum ise, bu şemanın ifade ettiğinden daha karmaşık ve daha nüanslıdır.Toplumda değişik sosyal gruplar değişik istekler öne sürerler ve bunların gerçekleştirilmesi için iktidar üzerinde etki yaratmaya çalışırlar.Pratik alanda, bu isteklerden herhangi birinin hiçbir değişikliğe uğramaksızın aynen kabul edildiği ve karar haline geldiği ender görülür.Genellikle siyasal kararlar, çeşitli yönlerden gelen etkileme çabalarının karşılıklı olarak birbirlerini değerlendirmeleri sonucunda az çok bir uzlaşma ortaya çıkar.Zaten politika bir nevi “ belli toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması faaliyeti “ diye tanımlayanlar olmuştur.Uzlaşma şüphesiz ki her zaman ve her halde çatışan isteklerin ve çıkarların “ortalamasının” bulunduğu ve bunlar arasında tam bir denge kurulduğu anlamına gelmez.Karşılıklı etkileme çabaları sonucunda ortaya çıkan siyasal karar çoğu zaman etkileme gücü daha fazla olan ve iktidar üzerinde ağırlığını daha fazla duyurabilen sosyal bir grubun lehine olacaktır.Ancak, çoğulcu toplumlarda bir sosyal grubun –iktidarı elinde bulundursa dahi- diğer sosyal grup üzerinde mutlak bir üstünlük kurmasından ve kendi görüş ve isteklerini, onlardan hiçbir taviz verme zorunda kalmaksızın diğerlerine yüzde yüz empoze etmesinden (dayatmasından) söz etmek mümkün değildir.(1)

B) UZLAŞMA FAALİYETLERİ

Uzlaşma, hani siyasilerimizin bilmedikleri yada bilselerde gözardı ettikleri temel maddedir.Yine uzlaşma, ülkemizin önündeki en büyük engeldir.Hala daha günümüzde sorun olmaya devam etmektedir.Siyasi partiler arasında neden bu kadar yoğun bir çekişme var?Neden hiçbir parti önce Vatan deyip uzlaşma yolu seçmiyor?
Dyp-anavatan birleşmesiyle ortaya çıkan dp,beni ümitlendirdi.Kanaatimce, seçimin düğümünü çözecek önemli bir siyasi hareket.Öncelikle, parti ismi konusunda olsun,başkan kim olacak konusunda olsun, koltuk peşinde koşmadan yapılan bu hareketi kutluyorum.İlk kez oy için yapılmamış bir hareket olması gerçekten çok güzel.Diğer partiler için birleşme taslak halindeyken ve sadece Ak partinin karşısında durabilmek içindi.Dyp-Anavatan bunun uzlaşmanın ve bunun sonucunda ortaya Çıkan sonuç adeta diğer partilere ders verir niteliktedir.Sonuç olarak Demokrat Parti, vatana ve millete hayırlı olsun. B1)Anavatan Ve Dyp’nin birleşme süreci nasıl gelişti? Sene 1987… Turgut Özal-Süleyman Demirel süreciyle başlayan dyp-anap çekişmesi sonraki yıllarda Tansu Çiller'in uzlaşmacı tavrına karşılık Mesut Yılmaz'ın en büyük benim inadıyla merkez sağı, Mhp'ye teslim edildi.(Ne ilginçtir ki bugünkü mevcut iktidarın önceki son üç dönemde koalisyonda olan bir partiydi.) Son seçimlerde iki partinin yaşadığı hüsran (barajda boğulması) bir bakıma onların kendilerine gelmelerini sağladı. İki partinin de genel başkanları değişti.Dyp’nin başına Mehmet Ağar, Anap’ın başına Erkan Mumcu geçti.İki liderde mevcut olan “uzlaşmacılık tavrı” bugünkü birleşmeyi sağladı.

Chp ise Dsp ile anlaştı; fakat Dyp-Anavatan gibi birleşmedi.Yalnızca seçimde ortaya konulacak bir birlikten ibarettir.Ak Parti’nin oy yüzdesinden biraz daha çalabilmek için girişilen ve halkımıza hoşnut görünmeye çalışılan bir harekettir.

b2)Halkın Gözünde Partilerin Birleşmesi

Halkımız, uzlaşmayı seven bir toplumdur.Huzur,barış,güven ve uzlaşmanın olmasını arzular.(Gerçi hangi toplum vardır ki bu etmenlerin bulunduğu bir ortamı arzulamasın?Ama benim milletim, benim ülkem başkadır.En iyisine layıktır.) İki parti birleşmeden önce Dyp, halk arasında yükselen değerdi.Özellikle, Mehmet Ağar partiye büyük bir ivme kazandırdı.Anavatan cephesinde ise Erkan Mumcu yeni bir vizyon getirmiştir.(Ne kadar iyi bir vizyon olup olmadığı tartışılabilir.) Bugüne kadar yapılan anketlerde Dyp, ya barajın çok az bir farkla altında kalmıştır yada yine çok az bir farkla üstüne çıkmıştır.(Tabi anketleri değerlendirirken tarafsızlığını, meşruluğunu ve yapıldığı dönemde hakim olan duygu ve düşünceleri iyi bilmek gerekir.)Dyp seçmenlerinin karakteristlik özellikleri sessiz ve sakin oluşlarıdır.(Bu özellikleri yüzünden anketlere fazla katılmazlar.Her zaman anketlerde dyp’nin oranı bu sebeple düşük görünür.)Bana kalırsa, Dyp geçen seçimde aldığı oy yüzdesinin altına düşmez.Aynı şeyleri Anap içinde söylemek isterdim; fakat Anap’ta bir kıpırdanma göremiyorum.İki partinin birleşmesi benim gözümde “uzlaşma” , “oy bütünlüğünün sağlanması” ve “demokratik toplumumuzda entropinin azalması” gibi yararları olacaktır.Fakat her zaman uzlaşmadan hoşnut olan halkımız bu iki partinin birleşmesini benim hoşnut olduğum ölçüde hoşnut olmamış gözüküyor.Çevremdeki insanlar (ailem,arkadaşlarım,dostlarım,değerli büyüklerim) , Dyp’nin tek başına seçime girse daha hayırlı olacağını beyan ediyorlar.( Bizim halkımız için her ne kadar “balık hafızalı” denmesine her zaman karşı çıkmıştım.Ve bu olaydada görüyorum ki yine ben haklıyım.) Çünkü halkımız, hala Dsp-Mhp-Anap’ın koalisyonun Türkiye’nin başına nasıl bir felaket açtığını unutmamıştır.Dolayısıyla bu durumda bu partilere (özellikle dsp ve anap’a) hala haklı olarak bir kin söz konusudur.

Chp-Dsp’nin tamamen duygusal ortaklığına değinecek olursak;

Şu ana kadar CHP ve DSP arasındaki güç birliğinin CHP çatısı altında başlaması önemli bir adım olmasına rağmen yetersiz ve sol-sosyal demokrat partilerin tam olarak güç birliğini sağlamakta eksik kalmış bir projedir. Bu nedenle bu eksizliğin mutlaka birkaç gün içinde derhal giderilmesigerekir. “Solda güç birliği”, son dönemlerde bir çok kitlesel etkinlikte açığa çıkan “solda güç birliği” talebi tam olarak karşılanmış değil, solu dışarıda kalmış bir güç birliği, halkın alanlardaki mesajını (!) tam okumamıştır.Chp, bu seçimde ancak Ak Parti karşıtlarından oy toplayacak gibi görünüyor.(Geçen seçimde olduğu gibi) Kısaca, Dsp ile birleşmesi Chp’ye için olumlu yada olumsuz bir katkı sağlamayacaktır.
Sonuç olarak biri gönülden diğeri ise tamamen duygusal olarak yapılan uzlaşma hareketi huzur, barış ve güven dolu bir ortama giden bir Türkiye hayalimi yeşertti. İnşallah, bu uzlaşmalar kalıcı olurda Tam Bağımsız Güçlü Türkiye hedefimize emin adımlarla yürüyebiliriz.

"Biz vatanımıza ne olursa olsun sahip çıkalım.Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın" M.AKİF ERSOY

Bu arada geçen yazımı (Demokrasiye "Darbe" mi vurulacak? Adlı yazımı hafife alanlar için özellikle aşağıdaki gelişmeyi dikkatlice okumalarını tavsiye ediyorum.


Dünyaya rezil olduk


Genelkurmay'ın Cumhurbaşkanlığı seçimi esnasında bir bildiri yayınlaması Türkiye'yi global medya kartellerinin diline düşürdü. CNN International'da Türkiye anketi yapılıyor. CNN International adlı uluslararası yayın network'ü internet sitesinde Türkiye ile ilgili bir anket yapmaya başladı. cnn.com adlı internet sitesinin ilk sayfasında yer alan ankette şu soru soruluyor:
Do you think Turkey's democracy has been damaged by the military's comments on the current presidential election? (Picture A)

Yes - No

Türk demokrasisinin, askerlerin cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yayınladığı bildiriden zarar gördüğünü düşünüyor musunuz? (Şekil A)

Evet - Hayır



(Şekil A)



(2)



27 Nisan gecesi yayınlanan bildirinin ardından pek çok uluslararası yayın kuruluşu Türkiye'de demokrasiye müdahale hazırlığı olduğuna dair haberler vermiş ve Türkiye hakkında üzüntü verici yorumlar yapılmıştı. Bildirinin ve ardından gelen haberlerin Türk ve dünya borsalarında yankılanması olmuştur.Sonucunda yine ülkemiz zarar görmüştür.
Bu zarardan ötürü, yaygara koparan, ortalığı karıştıran, meclisi tanımayacak kadar ileri giden ve yapamadıkları şeyler (muhalefet yapamıyor çok iyi bilirsiniz) için Türk Silahlı Kuvvetlerinden medet uman Deniz Baykal’ı kınıyorum.Sayın Baykal, şunu da unutmayın ki, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK, en zor durumlarda bile meclise katılmış ve onun meşruluğuna inanmıştır.Yaptıkları devrimleri bile meclise onaylatmıştır.Eğer, ATATÜRK, Sayın Baykal gibi davransaydı (yani her olumsuz durumda kaçma yada yansıtma,bahane bulma gibi savunma mekanizmalarını kullansaydı ortada ne devlet olurdu ne de bizi muhasır medeniyetler seviyesine yükselten devrimler olurdu.) Allah, (c.c) Atamdan razı olsun.Senin gibi güçlü, dinamik, cesaretli, zeki ve başarılı bir lideri çok arıyoruz.Görünüşe göre de Baykal gibi siyasetçiler oldukça daha çok aramaya devam edeceğiz.


Kaynaklar______

(1)Kapani, Münci “Politika Bilimine Giriş” Politikanın Anlamı ve Nitelikleri, Ankara ,Bilgi Yayınları ss 20-21

(2) CNN Public Survey http://www.cnn.com/ 27 Nisan 2006

11 yorum:

Adsız dedi ki...

Üstadım selam.Yine salı senin sayende sallanıyor.Yazın her zaman ki gibi harika.Blogun şablonunu değiştirmişsin.Estetik açıdan daha güzel görünüyor.
Bu ülke ne zaman birlik olursa yani Türkü,Kürdü,Lazı,Çerkezi vb işte o zaman süper güç olacağız.Uzlaşma konusuna gelince Deniz Baykalda Siyaset Mezunu; ama siyasetin "s"sinden anlamıyor.Liderlik vasfı olmayan ve her zaman muhalefet kalmaya mahkum.Seninde söylediğin gibi daha cumhurbaşkanı seçiminde mız mız çocuklardan farkı yoktu.Demokrasiyi tanımadı, meclisi hiçe saydı, önüne geleni tehdit etti.Hayır ben niye üzülüyorum biliyor musun bu ülkenin kaybettiği zamana ve Atatürk'ün partisinin bu kadar alçalmasına.

Adsız dedi ki...

Bana kalırsa bu partilerin birleşmeleri uzlaşma değil.Oy kazanmak için yapılan ucuz numaralardır.Halk bu işlerin iç yüzünü çok iyi biliyor.Bakalım mazlum durumda olan Ak Parti mi yoksa birleşen partiler mi ipi göğüsleyecek?İzleyip göreceğiz.

Adsız dedi ki...

Ece Akar'ın görüşlerine yürekten katılıyorum.
Bence Akp'nin şu an tek rakibi yine kendisidir.Ben Ak Partiden sonra ona en büyük rakip olan Dyp'yi görüyordum; ama Chp'nin demokrasi dışı oyununa alet olduğundan ve Anap ile birleştiği için artık sıradan bir partidir.Eğer Dyp, Ak Parti ile uzlaşsaydı çok iyi olacaktı.Onlar neyi tercih etti?Kavga etmeyi ve demokrasiye karşı gelmeyi.Böylece ,halkın gözünden düştüler."Bu alemde düşenin dostu olmaz." Yine ezici bir çoğunlukla Ak Parti'nin iktidar olacağı kanısındayım.Herşey güzel bir Türkiye için...

Adsız dedi ki...

Dyp ve Anap birleşmeden önce halka bir sorsaydılar ya.Kendi kafalarına göre iş yapıyorlar.Bu partilerin Halkla İlişkileri diye birşeyi yok mu? Ne AKP ne Chp ne de DP.Bu ülkenin adam gibi bir siyasi partisi yok.Boş mu atsak ne yapsak?

Adsız dedi ki...

Sarıgül gelecek CHP iktidar olacak!

Adsız dedi ki...

Ne kadar sıkıcı bir blog yahu.Bana ne gündemden?Bana ne seçimden?Ben hayatımı anlık yaşarım.Nerede moda?Nerede magazin?Nerede müzik?Nerede eğlence? Nerede spor? Nerede gece alemi?Hiç biri yok.Bu blogla ratingin artmaz kardeşim.Hiç boşuna uğraşma.Bu ülke adam olmaz.Biz hiçbir şey yapamayız.Elimiz kolumuz bağlı otururuz.AB veya ABD gelsin kurtarsın bizi.Çünkü biz kendimizi kurtaramayız.Her olaya "bir hayvanın trene bakması" gibi bakıyoruz.Tepedekiler,zevk-i sefa aleminde halk yoksul. Senin sağlığına ve zamanına yazık.Fikirlerin idare eder.2017 ise hoş ama boş bir rüya.Türkiye, 2017de değil süper güç hala üniter devlet olarak kalırsa şükret.

Adsız dedi ki...

söylesem tesiri yok.Sussam gönül razı değil.(Fuzuli) Devlt ile halk uzlaşmalı.Gerisi boş...

Adsız dedi ki...

Milletin bu numaralara karnı tok.Şimdi mi uzlaşma kafalarına dank etti.Halk, tüm sahtekarları sandığa gömecektir.

Adsız dedi ki...

Blogunuzu beğeniyle takip ediyorum.Yazınız çok güzel olmuş; ama Türkiye'de tam olarak uzlaşmanın ütopik olduğunu vurgulamak isterim.Keşke herkes sizin gibi iyi niyetli olsa da her parti uzlaşsa.Zaten yazınızın sonlarına doğru sizde partilerin sözde uzlaşmasının halk tarafından beğenilmediğini belirtmişsiniz.Sizden ufak bir ricam olacak blogunuz ciddi ciddi gündemin nabzını tutuyor.Ama aynı ciddiyeti "yorum" bölmünde göremiyorum.Gerçi burada blog sahibinin kesinlikle bir suçu yok; ama bu blogun hayranı olan insanların biraz daha dikkatli yorum yapması gerektiği kanaatindeyim.Son olarak, Türkiye'de huzurun ve barışın kalıcı temini için insanımızı duyarlı olmasını salık veriyorum.

Adsız dedi ki...

Sn bsbkn olmn istyrm.

Adsız dedi ki...

Ne oldu Ana pve Dyp ayrıldı ama

Arşiv