Vatan Sevgisi, vatan uğruna yapılan hizmetle ölçülür.
M.KEMAL ATATÜRK
M.KEMAL ATATÜRK
Şevket Süreyya Aydemir’i muhakkak tanırsınız.Aydemir, Suyu Arayan Adam eserinde suyu hep uzaklarda yani kendi dışında aramıştır.Sonraları [suyun] hemen yakınında olduğunu anlayabilmiştir.Su, onun içindedir.Ben Şevket Süreyya AYDEMİR gibi suyu aramadım.Çünkü biliyordum ki benim maddi ve manevi değerlerim benim bedenimdeydi,ruhumdaydı, içimdeydi.Benim mücadelem değerlerimi bulmak değil korumak ve kollamaktı.Hala da mücadelem bu yöndedir ve ölene kadarda bu yönde olacaktır.Mücadelem mi ne? TAM BAĞIMSIZ GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE…
13 yaşımdan beri Türkiye’min gündemiyle ilgileniyorum.(O zaman blog kavramı yoktu.Bizde arkadaşlarla haberleri kağıtlara yazıp kendimizce yorumlar ekleyerek çalışmalar hazırlardık.Sonraları maalesef o vatansever arkadaşlarla yollarımız ayrıldı.Gerçi birkaçına ulaşmayı başardım.Zaten bu bloğu da onların teşvikiyle açtım.Çünkü onlar olmasa “ben” pek bir anlam ifade etmem.”Biz” bir anlam ifade ederiz. ) 2001 yılında, benimsediğim bu ideoloji, salt milliyetçilikle açıklanamazdı.Bu bambaşka bir ideolojiydi.Belki Ecdadımızın cennet vatanımıza yaptıkları hizmetlerinden ötürüydü.
İnsanlar, kötü bir durumla karşılaştıklarında ümitsizliğe kapılırlar.Korkarlar ve pes ederler.Çok azı mücadele edebilecek cesareti kendinde görür.İşte ben bu cesareti o yarı kaos,ekonominin battığı karanlık içinde olduğumuz bir zamanda buldum.Kabul etmek zorundaydık ülkemdeki siyasetçiler, ülkemizi iyi yönetemiyordu.Ama şunu da unutmamak gerekirdi; kurulu yönetimler geçici, kurucu yönetim bakiydi.Başka bir deyişle iktidar geçici, devlet bakiydi.Elbet, iktidarlar meclis koltuklarından sökülüp gideceklerdi.Ama yerine gelecek iktidarlar neler yapacaktı? İşte bu muğlak düşünceler içinde önemli bir amaç daha ortaya çıktı: Halkımızı, depolitizasyon zincirlerinden kurtarmak.Ülkemizin güzel bir geleceğe kavuşması için zincirlerin kırılması şarttı.Halkımıza, ülke konularını doğruca anlatıp aydınlatmak gerekiyordu.En azından bir dirhem kadar faydalı olmalıydık bu vatana.. Karşılığını vermek boynumuzun borcuydu.Kısa sürede çevremdeki insanlarla ülke sorunlarını konuşmaya başladım.Her konuşmamız hem beni hem de karşımdaki kişi ve kişileri bilinçlendiriyordu. Amacım bilinçli mücadelemizle karanlık bir Türkiye yerine aydınlık bir Türkiye’ye idi. Ancak önemli olan o gün içinde bulunduğun durumda ümitli olmak ve sahip olduğun görevi en iyi şekilde yerine getirmekti.(Mesela; ben öğrencilik hayatımı hep bu bakış açısıyla sürdürdüm: “Yapacaksam elimden gelenin en iyisini yap”) Eğer bizim gibi vatan sorunlarına duyarlı insanlar mevcut işlerini en iyi şekilde yapmazsa bu ülke kalkınamayacak ve yeteneksiz yöneticilere kalmaya devam edecekti.O halde elimizi taşın altına sokmalıydık.Biz ecdadımıza; Teoman'a, Mete'ye, Atilla'ya, Alparslan'a, Yavuz'a, Kanuniye ve Mustafa kemal Atatürk’e özenmiştik.Ay yıldızımıza karşılıksız aşık olmuştuk.Bir gün muhakkak herkes bu aşkı tadacak ve bilinçlenecekti.Bizim ümidimiz vardı. Sonra daha çok kişiye ulaşabilmek için bu bloğu açtım.(Tabi arkadaşların etkisiyle gerçekleşti bu olay) Takdirinizi veya yerginizi kazanan yazılar yazdım.Hiç bir zaman siyasi parti reklamı olsun, ülkeye zarar verici bölücü nitelikli, 3.şahıslara hakaret dolu yazılar yazmadım.Garanti ederim yazmayacağımda.Biz, ülkemiz için doğru amaç ne ise onu görerek ona ulaşmak için koşmaya başladım.Suni gündeme savaş açtık.Çünkü her suni gündem , gerçek sorunları örtbas ediyordu.Gerçi bloğumda, zaman zaman suni gündemlere yer vermiş olabilirim.Bunun sebebi o suni gündeme hemen çözüm bulup gerçek gündemin önünü açmaktır.Gerçi Derin’ler hemen yeni bir suni gündem oluşturup benim gayretlerimi hiçe saydılar.Ama ben ve benim gibi bu ideolojiyi benimseyen insanların karşısında yakında duramayacaklar.
13 yaşımdan beri Türkiye’min gündemiyle ilgileniyorum.(O zaman blog kavramı yoktu.Bizde arkadaşlarla haberleri kağıtlara yazıp kendimizce yorumlar ekleyerek çalışmalar hazırlardık.Sonraları maalesef o vatansever arkadaşlarla yollarımız ayrıldı.Gerçi birkaçına ulaşmayı başardım.Zaten bu bloğu da onların teşvikiyle açtım.Çünkü onlar olmasa “ben” pek bir anlam ifade etmem.”Biz” bir anlam ifade ederiz. ) 2001 yılında, benimsediğim bu ideoloji, salt milliyetçilikle açıklanamazdı.Bu bambaşka bir ideolojiydi.Belki Ecdadımızın cennet vatanımıza yaptıkları hizmetlerinden ötürüydü.
İnsanlar, kötü bir durumla karşılaştıklarında ümitsizliğe kapılırlar.Korkarlar ve pes ederler.Çok azı mücadele edebilecek cesareti kendinde görür.İşte ben bu cesareti o yarı kaos,ekonominin battığı karanlık içinde olduğumuz bir zamanda buldum.Kabul etmek zorundaydık ülkemdeki siyasetçiler, ülkemizi iyi yönetemiyordu.Ama şunu da unutmamak gerekirdi; kurulu yönetimler geçici, kurucu yönetim bakiydi.Başka bir deyişle iktidar geçici, devlet bakiydi.Elbet, iktidarlar meclis koltuklarından sökülüp gideceklerdi.Ama yerine gelecek iktidarlar neler yapacaktı? İşte bu muğlak düşünceler içinde önemli bir amaç daha ortaya çıktı: Halkımızı, depolitizasyon zincirlerinden kurtarmak.Ülkemizin güzel bir geleceğe kavuşması için zincirlerin kırılması şarttı.Halkımıza, ülke konularını doğruca anlatıp aydınlatmak gerekiyordu.En azından bir dirhem kadar faydalı olmalıydık bu vatana.. Karşılığını vermek boynumuzun borcuydu.Kısa sürede çevremdeki insanlarla ülke sorunlarını konuşmaya başladım.Her konuşmamız hem beni hem de karşımdaki kişi ve kişileri bilinçlendiriyordu. Amacım bilinçli mücadelemizle karanlık bir Türkiye yerine aydınlık bir Türkiye’ye idi. Ancak önemli olan o gün içinde bulunduğun durumda ümitli olmak ve sahip olduğun görevi en iyi şekilde yerine getirmekti.(Mesela; ben öğrencilik hayatımı hep bu bakış açısıyla sürdürdüm: “Yapacaksam elimden gelenin en iyisini yap”) Eğer bizim gibi vatan sorunlarına duyarlı insanlar mevcut işlerini en iyi şekilde yapmazsa bu ülke kalkınamayacak ve yeteneksiz yöneticilere kalmaya devam edecekti.O halde elimizi taşın altına sokmalıydık.Biz ecdadımıza; Teoman'a, Mete'ye, Atilla'ya, Alparslan'a, Yavuz'a, Kanuniye ve Mustafa kemal Atatürk’e özenmiştik.Ay yıldızımıza karşılıksız aşık olmuştuk.Bir gün muhakkak herkes bu aşkı tadacak ve bilinçlenecekti.Bizim ümidimiz vardı. Sonra daha çok kişiye ulaşabilmek için bu bloğu açtım.(Tabi arkadaşların etkisiyle gerçekleşti bu olay) Takdirinizi veya yerginizi kazanan yazılar yazdım.Hiç bir zaman siyasi parti reklamı olsun, ülkeye zarar verici bölücü nitelikli, 3.şahıslara hakaret dolu yazılar yazmadım.Garanti ederim yazmayacağımda.Biz, ülkemiz için doğru amaç ne ise onu görerek ona ulaşmak için koşmaya başladım.Suni gündeme savaş açtık.Çünkü her suni gündem , gerçek sorunları örtbas ediyordu.Gerçi bloğumda, zaman zaman suni gündemlere yer vermiş olabilirim.Bunun sebebi o suni gündeme hemen çözüm bulup gerçek gündemin önünü açmaktır.Gerçi Derin’ler hemen yeni bir suni gündem oluşturup benim gayretlerimi hiçe saydılar.Ama ben ve benim gibi bu ideolojiyi benimseyen insanların karşısında yakında duramayacaklar.
YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE!
İçte ve Dışta Aktif Politika İzleyen Türkiye
Uluslararası haklarını en iyi savunan bir Türkiye
Ekonomisi Güçlü bir Türkiye
Devletle milletin barışık olduğu bir Türkiye
Dostunu ve Düşmanını iyi ayırt eden bir Türkiye
Emperyalizmi durduracak olan bir Türkiye
YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE!
Bu ideolojiyi benimsemek için:
1)Ecdadımızı iyi tanımak gerekir.(Özellikle Osmanlı Devletini iyi tanımak şarttır.)
2)Yine Mustafa Kemal Atatürk’ün iyi tanınması gerekir.(Sadece tarih kitaplarından Mustafa Kemalcilik ruhu öğrenilmez.)
3)Kişi, öncelikle şahsi menfaatlerini değil, vatanın menfaatlerini düşünmeli
4)Ay yıldızı karşılıksız sevmeli.
5)En iyi milliyetçiliğin ülkeyi böldürmeyen milliyetçilik olduğunu benimsemeli.
6)Ülkede yaşanan olayları farklı açıdan değerlendirebilmeli.
7)Kişinin, ”Ben”cillik değil “biz”cilik duygusu hakim olmalı.
8)Hiçbir durumda ümitsizliğe kapılmayıp bu vatan için mücadele etmeli.
*Bu yazıyı, mail adresime gelen maillerde en çok sorulan soru olduğu için yayınlamaya karar verdim.
1)Ecdadımızı iyi tanımak gerekir.(Özellikle Osmanlı Devletini iyi tanımak şarttır.)
2)Yine Mustafa Kemal Atatürk’ün iyi tanınması gerekir.(Sadece tarih kitaplarından Mustafa Kemalcilik ruhu öğrenilmez.)
3)Kişi, öncelikle şahsi menfaatlerini değil, vatanın menfaatlerini düşünmeli
4)Ay yıldızı karşılıksız sevmeli.
5)En iyi milliyetçiliğin ülkeyi böldürmeyen milliyetçilik olduğunu benimsemeli.
6)Ülkede yaşanan olayları farklı açıdan değerlendirebilmeli.
7)Kişinin, ”Ben”cillik değil “biz”cilik duygusu hakim olmalı.
8)Hiçbir durumda ümitsizliğe kapılmayıp bu vatan için mücadele etmeli.
*Bu yazıyı, mail adresime gelen maillerde en çok sorulan soru olduğu için yayınlamaya karar verdim.
BİR SONRAKİ YAZI: KİRAZ OPERASYONLARI BAŞARILI MI? (22 HAZİRAN 2007)
12 yorum:
İlk öncelikle bu yazında duygularını ve benimsediğin (daha doğrusu benimsediğimiz) ideolojiyi açıkça dile getirdiğin için teşekkür ederim.Gerçekten bu blog insanları bilinçlendiriyor.Benim, senden istediğim haftalık değil 3 günde bir yazman.Beni kırmazsın ve yaz tatilinde dediğimi yaparsın umarım.
Benim burada dikkat çekmem istediğim husus 2001 ve 2002 yılları gibi Türkiyenin karanlık dönemlerinde bu ideolojiye bağlılığın ortaya çıkmasının son derece önemli olduğudur.Çünkü o dönemde ben bile "artık bittik" falan diyordum.Seni o dönemde neyin ümitlendirdiğini bilmiyorum, ama her zamanki gibi doğru yerde, doğru zamanda ve doğru yolda olabiliyorsun.Yol gösterici olduğunu söylemeyi de unutuyordum az daha.
Kendine İYi bak dostum.Kalemin keskin geleceğin parlak olsun.
Abi selam yine döktürmüşsün.Yazın süper.Bu sefer gündem değil ama vatanseverlik dersi vermişsin.Ama bu milletin bu ideolojiyi benimsemesi uzun sürer.Neden mi?
*Kendimize güvenmiyoruz.
*"Ben"cil bir millet olduk.
*Geçmişimi hiç bilmiyoruz ya da önemsemiyoruz ki geleceğimizi şekillendiremiyoruz.
*turkiyemingundemi.blogspot.com'un biraz daha yayılması kanaatindeyim.
Saygılar,Sevgiler ve Hürmetlerle
Siz gerçekten bu ideolojiye bağlı mısınız?Yoksa prim yapmak için mi bu yazıyı yazdınız?"Ben"cillik yapmayalım "biz"cilik yapalım diyorsunuz.Yazınızdaki cümlelerin %90'u "ben"cillik örneği.Sanki insanları da bu blogda kendi fikirlerinizi empoze ediyorsunuz gibi.Bu yazınızdaki üslubunuzda hiç hoşuma gitmedi.Sanki ülkeyi kurtaran biri gibi övünmüşsünüz.Yazınızın içindeki sloganlar ise zaten tipik sözlerdir.Israrla vurgulamaya ne gerek var???
Bizim tepemizdekilerde Büyük Amerika İdeolojisini benimsiyor.Onlara, bu ideolojiyi benimsetmek zor zor zor...
İlerde aday olursan oyum sana.Gel kurtar bizi!Bu ülkenin tepesinde vatansever, çalışkan, savaşçı, vefalı ve adam gibi ideolojisi olanları görmek isteriz.
Yazın güzel olmuş canım.Kötü olması mümkün değil zaten.Uzun süre yazamadım.İnternet bağlantımda problem vardı.Şöyle bir baktımda blogdan sazanlar ve kan emiciler gitmiş.Artık doya doya yorum yaparım.İnternetimde geri geldi oh be!Bak ilk senin bloga girdim.
Kiraz operasyonları nedir?Osman Sınav'ın Pars:Kiraz Operasyonu adlı filmiyle bağlantısı var mı?Yanlış hatırlamıyorsam bu filmde bu operasyon adı:"Uyuşturucu" için kullanılıyordu.Yeni yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum.İyi çalışmalar.Allah bileğine kuvvet versin!
Bu blogun kitabı ne zaman çıkar?
Sana katılıyorum serdar kardeşim.Abi, sen kesin kitap çıkar.Bu insanların artık "alafrangalık"tan kurtulması şarttır.Bu da yalnızca senin daha doğrusu bizim benimsediğimiz ideolojiyle olur.
Bu ülkede kahramanlar tükenmez.Bu millet asla cesaretini kaybetmez.Türk tarihi en şerefli tarihtir.Bize bu değerleri vurguladığın için sonsuz teşekkürler sana.Sende bu vatanın kahraman bir evladısın.Yolun daima açık olsun...
Bunun ülke gündemiyle ne alakası var?
Yazın çok güzel olmuş abi; fakat sanki blogu biraz boşluyorsunuz gibime geliyor.Belki de yanılıyorum;ancak eskiden daha düzenli yazardın.Ne bileyim yeni yazını okumak için biz 22 Haziran'a kadar nasıl sabredicez.
Tavsiye ettiğiniz kitapları okuyunca sizin bu blogda yazdıklarınızı daha iyi anladım.İnşallah, sizin kitabınızı okumakta kısmet olur.
Yorum Gönder