27 Haziran 2007 Çarşamba

Unutulan Bir Sorun:Beyin Göçü


Beyin göçü; az gelişmiş veya gelişmekte olan bir ülkedeki iyi eğitimli, düşünen, üreten, kalifiye, nitelikli, seçkin, profesyonel ve yetenekli işgücünün araştırma ya da çalışma yapmak amacıyla en verimli dönemlerinde gelişmiş ülkelere gidip geri dönmemeleriyle meydana geliyor.
İlk olarak 1960’lı yıllarda beyin göçü başlıyor ve önce doktorlar, mühendisler, sonra da bilim adamları arasında oldukça yaygınlaşıyor.
Fakat beyin göçü sadece ülke dışında meydana gelmiyor, ülke içinde meydana gelen beyin göçleri de zaman zaman oluyor. Türkiye’de bu şekilde meydana gelen beyin göçleri genellikle devlet sektöründen özel sektöre doğru oluyor. Mesela öğretim üyelerinin çoğunlukla devlet üniversitelerinden vakıf üniversitelerine doğru akımı veya devlet dairelerinde yetişen elemanların özel sektöre geçişi ülke içinde ortaya çıkan beyin göçlerine en yaygın örnekler. Bununla birlikte İç beyin göçünün ülke açısından pek fazla zararı olmuyor. Ancak dış beyin göçü için aynı şeyi söyleyemeyiz. Ne de olsa iyi yetişmiş yetenekli işgücünün gelişmiş ülkelere akışı şeklinde gerçekleşen dış göçün ülkeye zararı çok büyük.
Kanada, İngiltere ve ABD gibi gelişmiş ülkeler arasında bile beyin göçü olabiliyor. Daha iyi çalışma olanakları, yüksek ücret ve daha az vergi nedeniyle birçok Kanadalı ABD’de çalışmayı tercih ediyor. Ancak Kanada’ya gelip yerleşen yetenekli işgücü de yadırganamayacak kadar fazla. Bu yüzden de Kanada dışarıya verdiği beyin göçünü dengelemiş oluyor. Çoğunlukla gelenler daha fazla olmaktadır.

Türkiye ise beyin göçü en fazla olan 34 ülke arasında 24. sırada yer alıyor ve ne yazık ki iyi eğitim gören yüz kişiden 59’u,Türkiye dışında okuma ve ya çalışmaya başlıyor. Ülkemiz, Hitler döneminde Yahudi bilim adamlarını ülkeye kabul edip Sovyetler Birliğinin dağılması sonrasında da Türki Cumhuriyetlerden beyin göçü almış olsa da daha sonraki zamanlarda bu konuda çok fazla ilerleme kaydedemedi.
Beyin göçü sadece Türkiye’de değil genel olarak dünyada yaşanılan en önemli sorunlardan biri. Türkiye’den başka beyin göçü fazla olan diğer ülkeler arasında Hindistan, Pakistan, Birleşik Devletler Topluluğu, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Mısır, Nijerya, Türki Cumhuriyetler vs. gibi devletler yer alıyor. Bununla birlikte ciddi ölçüde beyin göçü alan ülkeler ise ABD, Kanada, Avustralya, G. Afrika, Almanya, Fransa vs gibi ülkeler oluyor.

A.BEYİN GÖÇÜ NEDEN OLUR?

Beyin göçünde sadece göç veren ülke değil göç alan ülkenin de özellikleri etkili oluyor. Yani hem göç alan ülkenin çekici tarafları, hem de göç veren ülkenin itici unsurları beyin göçüne sebep oluyor. Göç alan ülkelerdeki iyi imkanlar ve fırsatlardan, göç veren ülkelerdeki ise bazı baskıcı özelliklerden dolayı yurt dışına göç cazip olabiliyor.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki eğitim sistemi gençleri dışarıya itmede son derece etkili. Sayısız eğitim programları sayesinde gelişmiş ülkeler ihtiyaç duydukları işgücünü temin edebiliyorlar. Genellikle eğitim sistemleri batının ihtiyaçlarına göre belirleniyor fakat ulusal ve yerel problemlerin çözümüne yönelik olmuyor. Çok daha kaliteli mezun yetiştirme, yeterli derecede etkin ve uygun eğitim malzemesi sağlayarak fikir üretimine yardımcı olma da.
Çeşitli politik baskılar, terfi ve atamalarda ayırımcılık, insan hakları ihlali gibi genel sebeplerden dolayı göç veren ülke itici bir hal alıyor. Yolsuzluklar, ülkenin aydın kesimini oluşturan yazarların dernek ve sivil toplum örgütlerine üyeliklerinin kısıtlanması, profesyonel ve akademik atamaların birtakım güvenlik soruşturmaları ile gerçekleşmesi, mesleki birliklerin, sendikaların vs. politik kontrolden geçmesi gibi nedenler genç nüfusun bu tip kurumlardan uzaklaşmasına ve bu da bir ülkede olması gereken etkin bilim enstitülerinin azalmasına sebep oluyor.
İnsanlara cazip gelen şeyler ekonomik, mesleki, eğitimsel, akademik vs birçok sebepten olabiliyor. Beyin göçünün çekiciliği kişinin istediği başarı ve yeterliliğe ülkesinde sahip olup olmamasına bağlı. İyi ücret, iyi kariyer fırsatlı her zaman talebin başka ülkelere doğru kaymasında en önemli sebeplerden oluyor. Yüksek yaşam standardı, bilimsel mükemmeliyet, sosyal demokrasi, yükselme olanağı da beyin göçü için çekici sebeplerden. Genel olarak baktığımızda tüm beyin gücü alan ülkelerin gelişmiş, insan hakları, sosyal adalet, entelektüel özellik ve birikime sahip ülkeler olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Çocuklara uygun eğitim fırsatları sağlayıp göçmenlere iyi davranan, tam vatandaşlık hakları veren ekonomik ve politik haklar sağlayan ülkelerde yaşam ve kariyer kurmayı hangimiz istemez ki!

Beyin göçüne sebep olan itici ve çekici yönleri şöyle gösterelim;

Göçün olduğu ülkelerin itici yönleri:

- İşsizlik,
- Gelişimin düşük/kötü olması,
- Düşük ücret/maaş,
- Ücret sistemindeki dengesizlikler/adalet- sizlikler,
- Politik dengesizlik,
- Patron/yöneticilerin yetersizliği,
- Fazla eğitimli işgücü üretimi ve bunların az kullanımı,
- Araştırma ve olanaklarının azlığı,
- Kimsenin fikirlerle ilgilenmemesi,
- Bağımsızlık azlığı/yokluğu
- Atama ve yükseltmelerde kayırma, siyaset, sadakatin ön plana alınması,
- Yükselme fırsatı azlığı,
- Kötü çalışma koşulları,
- Bilimsel gelenek ve kültür eksikliği,
- Kurumsallaşamama,
- Entellektüel gelişememe,
- Daha iyi şehir yaşantısı özlemi,
- Daha fazla nitelik kazanma ve tanınma özlemi,
- Daha iyi kariyer beklentisi,
- Yeterli çalışma şartları yoksunluğu.
- Gençlere fırsat verilmemesi/tanınmaması,

Göç alan ülkelerin çekici yönleri:

- Daha iyi ekonomik durum,
- Yüksek maaş/ücret,
- Daha iyi yaşam şekli,
- Daha iyi tıbbi olanaklar,
- Daha iyi araştırma olanakları,
- Modern eğitim sistemi ve daha iyi nitelik kazanma olanakları,
-Yabancı eğitim prestiji,
- Entelektüel bağımsızlık,
- Daha iyi çalışma/iş koşulları
- Politik istikrar,
- Bilimsel ve kültürel gelenek zenginliği bulunuşu,
- Şehir merkezlerinin cazibesi,
- Deneyimli/destek personelinin bulunuşu,
- Hayatta sık şans yakalama fırsatının bulunuşu,
- Önemli araştırma fonunun/kaynaklarının bulunuşu.

Ekonomik nedenler:

Beyin göçünün en önemli nedenlerinden biri ekonomik problemler. Eğer ülkede bireylere verilen ücretler gerektiğinden azsa, buna karşılık vergi oranları oldukça yüksekse dikkate değer bir ekonomik dengesizlik ortaya çıkıyor. Bu da, tabi ki, gelecekle ilgili tedirgin, endişeli düşüncelere sahip insanların varlığını artırıyor.
Politik ya da siyasi nedenler:
Politika veya siyaset, birçok alanda olduğu gibi beyin göçü üzerinde de etkili oluyor. Etnik köken farklılıkları, politik istikrarsızlıklar ve en önemlisi de siyasetin iş hayatına karıştırılıp burada da kontrolü ele geçirmesi yurt dışını cazip hale getiriyor.
Eğitimsel nedenler:
Eğitim sisteminde önemli ölçüde çarpıklıkların olması özellikle gençlerin yurt dışına göçünde oldukça etkili. Mesela Türkiye’nin kişi başına düşen 142$’la en az eğitim harcaması yapan ülke konumunda olması, kalıcı milli eğitim politikamızın olmayışı, plansız, programsız ve ucuz eğitim vermesi yurt dışı eğitimi gençlerin gözünde daha da çekici hale getiriyor.
Psikolojik ve sosyal sebepler:
Yaşam şartlarının, çalışma koşullarının yeterince iyi olmaması, işsizlik oranının çok yüksek olup yeni mezun birçok üniversite öğrencisinin iş bulma kaygısı gibi sebepler de beyin göçüne neden oluyor.
Bilimin ve teknolojik imkanların yetersizliği:
Bilim ve teknolojiye gerekli desteği, önemi göstermeme, araştırma ve geliştirme çalışmalarına yeterli yatırımın yapılmayıp araştırmaya teşvikinin olmaması, fikir üretiminin, buluşların sonunda maddi destek sağlanmaması da dış göçü arttırıyor.

B.GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BEYİN GÖÇLERİ (1)
1940-1945 yılları arasında 2. Dünya savaşı ve Nazi baskıları sebebiyle Yahudi bilim adamlarının çoğu Avrupa’dan kaçıyor.
1960-1970 yıllarının başlarındaysa gelişmiş ülkelerin ekonomik seviyelerinin yükselmesi, profesyonellerin yetersiz kalması ve buyüzden de gelişmiş ülkelerin seçerek profesyonel göçmen alımı nedeniyleyse yaklaşık 300000 profesyonel(doktor ve mühendis) 3. Dünya ülkelerinden endüstrileşmiş (ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya vs) ülkelere göç ediyor. Böylece gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde göç oranı da iyice yükseliyor. Göçün 2/3’ü ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya vs. gibi ülkelere oluyor. Bunların neredeyse yarısı Asya ülkelerinden göç ediyor.
1974-1975 yılları arasında gelişmiş ülkelerde durgunluk olurken gelişen ülkelerin beyin gücü üretimi plansız bir şekilde artıyor. Bu ülkeler eğitim sistemlerini dış isteklere göre uyarlıyor. Ayrıca petrol üreten ülkelerin aşırı uzman ihtiyacı oluyor. Gelişmiş ülkelerde de yüksek nitelikli işgücü artıyor. Bütün bunların sonucunda nitelik profesyonellere talep azalıyor ve sıkı göçmenlik politikaları başlıyor.
1975-1980 yılları yıllık kalifiye iş gücü göçünün 100.000 kişiye ulaştığı seneler oluyor ve bu yıllarda göçenlerin çoğu Avrupa’dan ABD’ye doğru gerçekleşiyor.
1980 yılından sonra dünyada 50.5 milyon üniversiteye kayıtlının 19 milyonu 3. Dünya ülkelerine göç ediyor, 3.Dünya ülkelerinde üniversiteye kayıtlı sayısı artıyor ve 7 yılda iki katına çıkıyor. Bunun sonucunda göçün çoğu 3. Dünya ülkelerinden ABD ve Avrupa’ya oluyor.
1990 yılından sonra Rusya ve doğu bloğu parçalanması sonucu iç savaşlar başlıyor ve ABD dünya üniversite öğrencilerinin ¼’üne sahip oluyor. Bu olaylardan sonra Rusya’nın doğu bloğu bilim adamları ülkelerini terk ediyor.
2000 yılından beri ABD en çok göç alan ülke durumunda. Beyin göçünün %54’ünü alıyor. Hintli ve Çinli kolej mezunlarının yaklaşık %3’ü ABD’ye gidiyor. Şu anda ABD’de bilim adamı ve mühendislerin %12’si, doktorların %23’ü ve bilgisayarcıların %43’dan fazlası yabancı ülke doğumlu. ABD’de en fazla eğitimli etnik grup Nijeryalı ve Afrikalılar. Afrika üniversitelerindeki 3 kişiden biri dünyaya ihraç ediliyor. Fakat eğitim ücreti çok da düşük değil. İyi bir eğitimin yıllık ortalama maliyeti 15-20 bin $ civarında. Bunların sonucunda ABD’nin ASYA’dan son aldığı 1.5 milyon göçmenin hemen hemen tamamı yüksek okul veya en iyi kolej mezunları. ABD’deki 300 bin Hintli ve Koreli, 730 bin Filipinli ve 400 bin Çinlinin %65-70’i Yüksek okul ve kolej mezunu. Sadece İran, K.Kore Ve Tayvan’dan aldıklarının %15’i kolej mezunu. Kolombiya’nın beyin göçünden yıllık kaybı 2.37, Hindistan’ın 2 milyar dolar civarında. Meksika’dan yurt dışına gönderilenlerin %79’u geri dönmüyor. Nijerya’dan ABD’ye 100 bin kişi göç ediyor. Her yıl 100 bin Hintli ABD’ye gidiyor. ABD Silikon Vadisinde de yaklaşık 30 bin Hintli profesyonel var.
Farklı farklı sayısız sebepten dolayı zamanla beyin göçü ve ülkeye geri dönüş fikirlerimiz değişebiliyor. Aslına bakarsak geniş çapta yapılabilecek anketler ve araştırmalar ile bu çok karmaşık sebepler daha iyi anlaşılabilir ve dışa göç de bu şekilde azaltılabilir. Beyin göçünün nedenleri siyasi istikrar, ekonomik büyüme, eğitim sisteminin iyileşmesi, işgücü planlaması, araştırma-geliştirmenin teşviki vs ile sınırlandırılıp diğer sebepler ortadan kaldırılabilir. Mesela, yurt dışındaki öğrenci, çalışan ve profesyonellerle temas sürekli devam ettirilip, bu şekilde gösterilen ilgiyle yurtlarına geri dönmeleri teşvik edilebilir. Ayrıca bu kişilerin orada yurtları için lobi faaliyetlerinde bulunmalarına sebep olur. Yurt dışındaki öğrenci ve çalışan profesyonellerin işgücü kaydı mutlaka elcilikler/ateşelikler tarafından tutulup bunlara yılda en az birkaç kez mektup ve/veya internet ile ulaşmak da önemli. Ülkenin potansiyeli ve durumu hakkında bilgiler ulaştırılıp onlara değer verildiği hissettirilmeli. Ülkenin politikacı ve yöneticilerinin çalışmaları da geri dönüşü gönüllü hale getirmeli, ülkenin gelişmesi yönünde olmalı.
Yurtdışında eğitim alıp ülkelerine geri dönenlerinse gelir seviyeleri oldukça iyi olmasına rağmen asıl sıkıntıları ücret değil çalışma şartları oluyor. Bu durumda insanlar genellikle aile bağları nedeniyle ülkelerine geri dönüyorlar. Yurda dönenlerin morallerini yükseltip verimliliklerini artırmak için daha iyi olanaklar, daha fazla araştırma fırsatı, denizaşırı gelişmelerle daha yakın iletişim/temas, daha fazla yardım şart. Bugün birçok kişi iş imkanlarından dolayı mutsuz ve kendilerini kapana kısılmış hissediyorlar. Beyin göçünü azaltmak içinse, sadece birkaç önemli tedbiri alıp iyi idare ve liderlikle istenildiklerini insanlara hissettirmek yeterli.
Geri dönmek istememizin nedenleri:Genellikle tıpkı bizim ülkemizde olduğu gibi Venezüella, Gana, İran, Tayvan gibi ülkelerde aileler, arkadaşlar, eşler eve dönmeye zorlayıcı sebepler oluyor.
- Zorunluluk hissetmek,
- Maddi yükümlülüklerinin olması (burs),
- Vatan ile olan bağ,
- Ülkesine katkı yapmak,
- Vatanseverlik duygularının ağır basması,
- Vatan hasreti ve özlemi hissetmek,
- Kendini yalnız hissetmek,
- Irk, din ve etnik ayrımcılığı hissetmek,
- Profesyonellik dışı kişisel/ailevi ilişkiler/ bağlar,
- Gelişmiş ülkenin itici kuvvetleri,
- Vatanında yaşam standardının yeterli olma-sı,
- Vatanından biriyle evlenme,- Yabancı ile evlenmemek için,
- Yabancı ile evlenildiğinde çocuklarda kimlik sorunu yaşamak için,
- Küçük çocuk ve eşlerin çoğunlukla vatanı tercih etmesi,
- Ücretler ve prestijin bir derece iyi olması
- Güçlü aile sistem yapısı,
- Asimile olmamak için,
- Vatandan iyi teklif gelmesi,
- Ülkenin geleceği hakkında optimistlik,
- Gidilen ülkeye uyum sağlayamama/ entegre olamamak,
- Sağlık sebepleri,
- Yeterli maddi birikim yapmak,
- İşten çıkmak/çıkarılmak,
- Yurt dışında vatandaşlarıyla ilişkinin fazla olması,
- Yurt dışında kalış süresinin kısalığı,
gibi sebeplerden geri dönüş düşünülebiliyor.

Geri dönmeme sebeplerimiz:

Hindistan, Seylan, Filipinler, Mısır, Nijerya, Kamerun gibi ülkelerdeyse aile yaşantısı ve vatandaki ayrımcılıklar göç edenleri dışarıda kalmaya zorlayabiliyor. Siyasi istikrarsızlıklar ve diktatörlük de dönmeyi engelliyor. Çalışma/araştırma olanaklarının dışarıda daha cazip olması ise dönmemenin başka bir sebebi. Göç edenlerin geri dönmeyi istemeyişinin başka birçok sebebi olabilir:
- Ülkesine hizmet etmenin başka yolla olduğuna inanmak (öğrencilerle bilgi paylaşmak, kitap, dergi yollamak, lobi faaliyetlerinde bulunmak vs gibi),
- Vatanında istediği düzeyde iş bulamama korkusu (maddi ve olanaklar açısından),
- Yurt dışından burslu veya kendi parası ile okuma,
- Gelir yüksekliği,
- İş olanak, kalite ve sayısı,
- Özelliklerini işverene kolay iletmesi,
- Kütüphane olanakları (dergi ve kitaplara ulaşım kolaylığı)
- Profesyonel olaylara dünya çapında katılım,
- Uluslar arası Konferans, Seminer; Kongrelere katılım kolaylığı,
- Seyahat fırsatı çokluğu,
- Vatanlarında araştırma olanak azlığı/sınırlılığı
- Gelişmelerden uzak kalmamak,
- Mesleki tecrübe kazanma isteği,
- Vatanlarında kendilerini izole olmuş hissetmeleri,
- Ülkelerinde eğitim ve idari görevlerde boğulmak istememek,
- Ülkelerindeki istikrarsızlık/diktatörlük,
- Topluma yurt dışında daha fazla katkı yapa-bileceklerine inanmak,
- Ülkelerinde kendilerine saygı olmaması,
- Tıbbi/sağlık olanakları,
- Çocukların eğitim ve kariyeri,
- Gelecek endişesi,
- Emekliliği beklemek,
- Yabancı ile evlenme,
- Okudukları ülkenin göçmenlere açık olması,
- Okudukları ülkenin göçmenleri kabullenmesi,
- Yurt dışında farklı ülkelerden insanların uyum, huzur ve refah içinde yaşaması,
- Yeteneğine vatanında ihtiyaç olmaması,
- Yeteneğinin vatanında boşa harcanmaması,
- Yeteneklerini periyodik olarak yenile-yememe kuşkusu,
- Dışarıda daha başarılı olacağına inanmak,
- Vatanlarında fırsat azlığı ve eşitsizliği,
- Akademik/profesyonel çekememezlik/sürtüşmeler,
- Vatandaşlarıyla/Devletiyle yurt dışında iliş-kinin az olması,
- Yurt dışında kalış süresinin uzunluğu,
- Edinilen tecrübe gelişmiş ülkenin sorunları içindir, orada daha değerlidir.
EN ÇOK GÖÇ ALAN VE EN ÇOK GÖÇ VEREN ÜLKELER HANGİLERİDİR?

ABD, Avustralya, Almanya, İngiltere, Kanada, G.Afrika vs. gibi ülkelere beyin göçü oldukça fazla. Peki, neden mi?

Çünkü bu ülkelerdeki imkanlar şöyle:
- Yüksek maaş/ücret,
- Absorb etme kapasitesi yüksek,
- İş gücü eksikliği,
- İş gücüne talep yüksek
- Eğitim çok masraflı,
- Eğitim planlı,
- Nüfus artışı düşük,
- Gelişim hızı fazla, tüketime yüksek,
- Fırsat işgücü maliyeti yüksek,
- Marjinal üretim işgücü yüksek,
- İş gücü az/çok istihdam edebilir durum da,
- Yüksek nitelikli işgücü gerekli,
- Ekonomide kar oranı çok yüksek,
- Sermaye yoğun üretim,
- Teknolojik zenginlik var,
- Teknoloji ithal edebilmekte

Ayrıca bu ülkeler ekonomisi ileri, teknolojik, endüstrileşmiş, gelişmiş ve zengin ülkeler. Nüfus az, yaşam standardıysa son derece yüksek.
Nijerya, Etopya, Gana, Mısır, Cezayir, Meksika, Kolombiya, Şili, Filipinler, Kore, İran, Irak, Türkiye vs. gibi ülkelerse yetişmiş beyinleri kaybedenler arasında yer alıyor.
Çünkü bu ülkelerde;
- Ücret seviyesi düşük,
- Absorp etme kapasitesi düşük,
- Eğitimli işgücü fazlası var,
- Eğitimli işgücüne talep az,
- Eğitim ucuz,
- Eğitim plansız ve programsız,
- Nüfus artış hızı fazla,
- Gelişmenin başında,
- İşsizlik ve işini beğenmeyen fazla,
- Yüksek nitelikli işgücü gerekli değil,
- Ekonomide kar oranı düşük,
- Ekonomik büyüme düşük,
- Teknoloji zayıf,
- Teknoloji ithal/transfer ediliyor.
Bu ülkelerin ekonomisiyse tarım ekonomisi ve nüfusları fazla, yaşam standardı da düşüktür.
Ülkemizde, eğer beyin göçü önlenemezse belki de ilerde mesleğinde nitelikli olan insanlar kalmayabilir.Bu yüzden, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekmektedir.Neden beyin göçü verdiğimiz ortadaysa bu olumsuz koşulları bir an önce ortadan kaldırmalıyız.Zaten “TAM BAĞIMSIZ GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE” için beyin göçünü önlemek şarttır.
KAYNAKLAR

(1) Deniz Eser "Ülkemizde ve Dünyada Beyin Göçü" netyorum 09/06/2007

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu kadar suni gündemin arasında gerçek gündemleri yakalaman gerçekten büyük bir başarıdır.Evet, beyin göçü önemli bir sorun.Ancak bu konuda devletimiz tam olarak görevini yerine getiremiyor.yanlış hatırlamıyorsam bundan iki-üç ay önce Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın YÖK Başkanı Erdoğan Teziç arasında bu konuyla alakalı tartışma yaşanmıştı.Tabi suni gündemlerle meşgul edilen ülkemizin çok önemli bir sorun olan beyin göçünü çözmeye yönelik adımların atılamaması gayet normaldir.
Nice nitelikli insanlarımız yurtdışındadır.Bu onların vatansever olmadığını mı gösterir?Kesinlikle hayır.Devletimiz, böyle davranmakla onlara gerekli ortamı sunamamakla bireyi zorla dışarı itmektedir.İnşallah en kısa sürede bu soruna bir çözüm bulunur.Tabi ilk öncelikle bu kafaların değişmesi gerek.

Adsız dedi ki...

Bu şartlar devam ederse beyin göçü asla durmaz!

Adsız dedi ki...

Karizman yeter adamım

Adsız dedi ki...

Bir sonraki yazınız hangi konuyla alakalı olacak?

Adsız dedi ki...

Yine döktürmüşsün abim.Beyin göçünün sebebi yalnızca tepemizdekiler değil aynı zamnada batı özentisi olan kişilerdir.SAYGILAR

Adsız dedi ki...

Siz milliyetçi misiniz?

Adsız dedi ki...

Reşit nickli kardeş acaba nasıl Beyin göçü konusunu Tayyip-Teziç atışmasına getirdi hayret ettim doğrusu

Adsız dedi ki...

Ne zaman kendi değerlerimizin kıymeini bildik ki zaten.Bu kadar hayalci ve vurdumduymaz olmasaydık şu an dünyayı yönlendiren güç biz Türkler olurduk.Kendi değerlerimizin farkında mıyız?Bu insanlar bizim insanımız neden elimizde tutamıyoruz?Çok güzel bir yazı olmuş.Eline sağlık.Suni gündemlerle uğraşan zihniyete ders olsun.Allah yar ve yardımcın olsun!

Adsız dedi ki...

bravo sana helal olsun bu blogu takip edenlere

Adsız dedi ki...

Ak parti ile bereaber Türkiye'de beyin göçü azalmaya başlamıştır.İşte Ak parti farkı

Adsız dedi ki...

Beyin göçü olmasaydı şimdi biz süper güç olurduk.

Adsız dedi ki...

Ne alakasız bi banner.İlla ki kendi reklamınızı yapmak zorundasınız.Beyin Göçü de bana göre öncelikli bir sorun değil

Adsız dedi ki...

Biz AK Parti olarak beyin göçünü önleyecek önlemler aldık.Bu ülkede istihdamı arttırdık.Başkaları gibi yapacağız,edeceğiz demiyerek yaptık.Dolayısıyla yeni dönemde bu problem üzerinde de yoğunlaşmayı kararlaştırdık.

Adsız dedi ki...

Gündemle ilgli önemli bir sorun olmasısı dolayısıyla yorum yok.

Arşiv