6 Temmuz 2007 Cuma

Türkiye’de İktidar-Muhalefet ilişkisi ne durumda?




Türkiye’de çok partili demokratik rejim* başladığından bu yana, muhalefet hiçbir zaman yapıcı olmamıştır.Kabul edilmelidir ki, 3 Kasım 2002 seçimi ile tek başına iktidar olan Ak Parti iktidarı geçmiş iktidarlara nazaran ekonomi başta olmak üzere bir çok konuda ülkeye faydalı hizmetler yapmıştır.Hala da yapmaya devam etmektedir.Tabii muhalefete göre, ülke iflas ve çökme noktasındadır.Hatta bazılarına göre Ak parti, gaflet içindedir.Oysa, şu anda muhalefette olanların bazıları iktidar olmuşlar; ama ülkeyi iyi yönetememişlerdir.Bölücü örgütün liderini asamamışlardır.Hatalı ekonomik politikalarıyla toplumumuzu her yönden etkileyen ekonomik krize neden olmuşlardır. Üstelik, sırf IMF ’den borç alabilmek için Kıbrıs Meselesinin tartışılmasını kabul etmişlerdir.

Geçmiş iktidar dönemlerinde ekonominin nerede olduğunu daha iyi görmek için bloğumdaki yazılarımı okuduktan sonra gazete arşivlerine de göz atmanızı salık veriyorum.İnanın , Türkiye’nin nasıl hızla küçülen 4 ülkenin arasına sokulduğuna üzülerek şahit olacaksınız.İnsanların, yazar kasalarını kırdığı günleri, kendilerini boğaz köprüsünden atarak intihar etmek eyleminde bulunduğu günleri, dönemin başbakanının hastalanmasıyla düşen borsayı, her gün rekorlar kıran döviz piyasasını,güçlü bir enflasyon canavarını, faizle geçimin şart olduğu dönemleri, Cumhurbaşkanı ile Başbakanın arasında yaşanan “Anayasa Kitapçığı” olayını, yine başbakanın yaşlı ve hasta olması nedeniyle dönemin dış işleri bakanı tarafından kandırılarak gizli anlaşmalara** imza atılmasını, AB+D nin baskısıyla bölücü örgüt liderinin ipten döndürülmesini, ülkenin iç ve dış politikada yetersiz kalmasını özlüyorsanız muhalefete oy verebilirsiniz. Ben, yazılarımda yeri geldi mevcut iktidarı yerden yere vurdum.Yeri geldi yaptığı olumlu işlerden ötürü övdüm.Yiğidi öldür; ama hakkını yeme”.Ak parti, 4.5 yıllık iktidarı döneminde çok fazla işler yapmıştır.Çok fazla işler yapan bir partinin elbette bazı kusurları olması doğaldır.Yani, bu ülke için çalışırken elbisenize akıttığınız terin yanında bazı lekeler olabilir.Sadece lekelere odaklanmak ne kadar doğrudur?Neden hep iktidar partilerin yaptığı işlerin biri bile Olumlu olarak karşılanmaz?Bu ülke ne zaman yapıcı muhalefet olmayı daha doğrusu “etik siyaset”*** yapmayı öğrenecek?Ne zaman iktidar hırsı yerine ülke menfaatleri ön plana çıkacak?Ne zaman bazı siyasetçilerimiz kendini sevdiği kadar vatanını sevecek?Ne zaman devlet, yüzde yüz olarak milletin hizmetine girecek?

Şu anda özellikle muhalefet partiler, iktidar olabilmek için her yolu deniyorlar.Esasen Machiavelli’nin bakış açısına göre değerlendirsek bu durumda haksızda sayılmazlar.Çünkü, sonuca giden her yol meşrudur. Sonuca gitmek için her şey yapılabilir.Onlara göre, iftira atmak, suçlamak, maddi ve manevi duyguları istismar etmek, adaleti kandırmak, insanları küçük duruma düşürmeye çalışmak, “yapacağız,edeceğiz” demek, maz-ot 1 ytl olacak deyip otla mazotun fiyatını karıştırmak (ot 1 ytl olabilir belki ;ama bu durumda mazot 1 ytl olmaz.), milyonlarca dolar harcayarak seçim propagandası yapmak, yalan rüzgarları estirmek, çarpıtmak ve kışkırtmak gayet normaldir. Machiavelli’nin “Makyavelizm” ideolojisi tarih oldu; fakat bazı siyasetçilerimizin kafası da geçmişte kaldığı için hala bu ideolojini peşinden koşuyorlar. Yazık, hepsi bu ülke için ne yapabilirim diye çırpınsalardı belki de bugün daha güzel şartlarda yaşayabilirdik. Biz, birlik olduğumuz takdirde bir devletiz, kaynaşmış bir kütleyiz, sağlam bir milletiz. Birlik olmadığımız takdirde hiçbir anlam ifade etmeyiz. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ne güzel söylemiş: “Vatan Sevgisi, vatan uğruna yapılan hizmetle ölçülür”.İşte Akp, doğrusuyla yanlışıyla bu vatana hizmet etti.Ben, Ak Partiye mensup kişilerin ne kadar Atatürkçü olduklarını bilemem.İçlerinde muhakkak Atatürk’ü seven ve onun ilke ve devrimlerini benimsemiş kişiler olabileceği gibi bunun zıttı olan insanlarda vardır.Fakat genel bir değerlendirme açısından bakacak olursak şunu çok açıkça bellidir ki; Ak parti, Atatürk’ün çizmiş olduğu muasır medeniyetlere ulaşmak için takip edilmesini şart koştuğu çağdaşlaşma yolunu en iyi takip etmekte olan bir partidir.Unutulmamalıdır ki, çağdaşlaşma yolunda statükoculuk olamaz.Mevcut maddi ve manevi değerlerinizi yitirmeden gelişmeleri takip edebilmeli ve benimsemelisiniz. Bu alemde, benim maddi ve manevi değerlerim var bu bana yeter demek olmaz. Benim Atalarım var şunları yapmışlar demek övünç verici bir durum olabilir; fakat niye biz icraat yapamıyoruz? Neden icraat yapmaya kalkışanın da önüne taş koyuyoruz. Neden Atalarımıza layık olamıyoruz? Bu ülke için, güzel icraatlar yapmak için potansiyelimiz mi yok?Hayır.Tam aksine çok iyi bir potansiyelimiz var; ancak uzlaşmacılığımız, sabrımız, hoş görülüğümüz, alçak gönüllüğümüz, cesaretimizi yitirdiğimiz için durum böyledir.Mevki ve makam hırsımız, “bencilliğimiz” vb şahsi menfaatlerimiz vatan-millet ve insan sevgimizin önüne geçmiş olduğu için ortak bir icraat yapamıyoruz. Şahsi icraatlarda ise üstümüze yok.Esasen bu yazımda her ne kadar muhalefeti olumsuz olarak eleştirsem de ülkemizdeki iktidar ve muhalefet ilişkisi toplumumuzun bir yansıması değil mi? Yani toplumumuzdaki insanların gündelik hayatta birbirleriyle olan ilişkisi iktidar-muhalefet ilişkisine de yansımaktadır. Geçmişimizde ne kadar birlik ve beraberliğimize düşkünken, sevincimiz ve üzüntümüzü hep beraber yaşarken, yeniliklere hep beraber uyum sağlarken, dargınlarımız bayramlarımızda birbiriyle barışırken, ortak değerlerimize birlikte sahip çıkarken şimdi bize neler oluyor?

Ey benim dünyada eşi benzeri olmayan, geçmişi parlak geleceği de Allah’ın izniyle parlak olacak milletim! Bize; meyvesi olan ağacı taşlamak, kıskançlık yapmak, fitne ve fesat tohumları ekmek yada ektirmeye müsaade etmek, başkasının hakkını gasp etmek yada başkasının koltuğunda gözü olmak, dolandırıcılık yapmak, dedikodu yapmak, önyargılı davranmak, gerilim peşinde koşmak, şiddeti tek çözüm olarak görmek, kendinden başkasını tanımamak, cehalet çamuruna saplanıp kalmak ya-kış-maz.

Notlar:

* Türkiye, 1946 yılında çok partili demokratik rejime geçmiştir.

** 57.Sol Hükümetin imzaladığını su yüzüne çıkan ve hiç bilinmeyen anlaşmaları (belgelerle teşhir edilecektir.)

*** Siyasetin bir yüzünde çatışma bulunduğu gibi diğer bir yüzünde uzlaşma vardır.Bir tarafta çatışan fikirler, farklı istekler, birbirine zıt çıkarlar galip gelmek için kıyasıya yarışır.Diğer tarafta insanlar, uzlaşmaya, barış içinde beraberce yaşamaya, işbirliği yapmaya çalışır.Bu yüzden siyasetin özü “çatışmaların çözüme kavuşturulma süreci” olarak tarif edilir.Farklı istek ve çıkarların çatışmasına sahne olan ortam, insanların birbirine karşı korku ve güvensizliğini arttırır; böylelikle çözümü, yani siyaseti bir arada yaşamanın kaçınılmaz unsuru haline getirir.
( Türköne ,Mümtaz Siyaset, “Siyaset Nedir? , Lotus Yayınevi, Ankara, 2006)

Siyaset, insanın doğası gereği var olmuş önemli bir değerdir.Yani merkezde yine “insan” vardır.Siyasetin özünde çatışmaların çözüme kavuşturulma süreci vardır.Öyleyse, politikacılarımız bu öze sadık bir biçimde hareket etmelidirler.Tabi daha sonraları siyasetin artık “kirli” anlamı ortaya çıksa da onsuz da yapamadığımız açık bir gerçektir.Siyaset olmasa, insanlar fikirlerini sunmasa nasıl demokrasi olabilir ki? Bana göre etik siyaset, en doğru siyasettir.Ülkenin bölünmesine yol açmayan tam tersine ülkenin çıkarları için mücadele edilmesi demektir.Hakkaniyet duygusu da etik siyasete dahil olmak durumundadır.

*Siyaseti daha iyi anlamak için “Okunmasını tavsiye ettiğim kitaplar” bölümüne bakmanızı tavsiye ederim.

13 yorum:

Adsız dedi ki...

Birlik ve beraberlik içinde olsaydık.Ortak değerlerimizin farkında olup onlara delikanlı gibi sahip çıksaydık bugün Türkiye Cumhuriyeti süper güç olurdu zaten.Toplum düzenimize gelince her şeyin bozulduğu gibi toplumumuzda bozuldu.Aile sistemimiz çöktü.Toplumda çöktü.Allah daha beterinden saklasın diyecem; ama zaten insan ilişkileri konusunda beteriz.

Adsız dedi ki...

Ey millet uyan.Kalk hadi canlan.Titre ve kendi gel!

Adsız dedi ki...

Siyasetin anlamı Türkiyede daha kirlidir.Halkı nasıl soyabilirim anlayışı içinde yapılmaktadır.

Adsız dedi ki...

Gençsin, dinamiksin ve yaşına rağmen çok olgunsun canım benim.Yazılarının ve hayattaki başarılarının devamını dilerim.

Adsız dedi ki...

Hakikatten insanımız eskisi gibi candan değil.Yozlaşmaya başladık işte batıya benzedik.Yüzümüz batıya dönük oldukça onları her yönleriyle taklit ettik.Davranışlarını ve kültürlerini aldık sanki bizde bunlar yokmuş gibi.Ben, muhalefetinde insanımıza kötü örnek olduğu kanısındaym.

Adsız dedi ki...

Güzel bir yazı olmuş;ancak taraf tutmuşsunuz bu sefer ki yazınızda

Adsız dedi ki...

Güzel günler yalnızca bizimle görülecek.Ak Parti iktidarda kaldığı her gün herkes için karanlık günlerdir.

Adsız dedi ki...

Yeni yazı nerede?

Adsız dedi ki...

İşte geldim buradayım.Sonunda ist.geri geldim.Nasılsın?Yokluğumda yeni yazılar eklemişsin.Özledin mi beni?Ben seni çoooook özledim canım benim.Ailem içerde uyudu beni uyku tutmadı senin bloga bi bakayım dedim.
Benim sezgilerime göre Ak Parti gümbür gümbür geliyor.Halkın CHP ve Mhp gibi partilere güveni yok.Ak parti ise bu ülkede çok fazla yenilik yaptı.Halk, hizmet yapan adamı sever.Tayyip Erdoğanda senin kadar olmasa da adam gibi adam yani.İlerde seni de görücem ben siyasette buna eminim bana bi bakanlık verirsin yani şimdiden kadrolaşalım değil mi?

Adsız dedi ki...

slm
kardeşim bunu söylemeken bıktım usandım ama sen hala güzel yazılar yazmaktan vazgeçmedn banada dadandılar abi bizi çekemyorlar:) yazıların gerçekten ülkemizin aynası durumunda ama bizim aynamız biraz kirlenmiş bunu silmekte bizim gibilerin işi kardeşim kib yazılarını sbırsızlıkla beklyrum kib

Adsız dedi ki...

Anladım ki muhalefetin etik kavramından haberi yokmuş.

Adsız dedi ki...

Merak ettiğim tek bir konu var.Tavsiye ettiğiniz kitapların yazarlarıyla ilişkiniz var mı?Bunu açıklarsanız sevinirim.

Adsız dedi ki...

Değerli dostum bence bu secıme hatta cumhurbaşkanlıgı secımıne damgasını vuracak olan partı bagımsızlardır.. kı bagımsızlardan kastetdıgım ıse dtp nın bagımsız adaylarıdır..
umulur kı her şey yolunda gıtsın
ve umulur kı türkıye kaosa suruklenmesın...

Arşiv