2.Cumhuriyet Tartışmaları ve Sivil Anayasa

İkinci cumhuriyet kavramı ilk olarak 27 Mayıs askeri darbesinden sonra her bir anayasa dönemi numaralarla sıralayan Fransız geleneğini telmihen 1961 Anayasasının hazırlanma ve daha sonra da uygulanma sürecine karşılık gelmek üzerine kullanılmıştır.(Mümtazer Türköne, Siyaset, "iKİNCİ CUMHURİYET TARTIŞMALARI",s184, Lotus yayınları, Ankara)

1961 Anayasası; özgürlükçü, demokratik ve çağdaş bir anayasaydı.Fakat 1961 Anayasasında, özgürlüklere sınır koyulmayışı daha sonra harici ve dahili düşmanların istismarıyla birleşince ülkemizde istenmeyen kutuplaşmaya yol açmış ve ülkemizde huzur ve barış ortamı kaybolmuştu.Kardeş, kardeşe kırdırılıyordu.O dönemde, yalnızca sokaklarımızda değil, ülkeyi yönetenler arasında da felaketle sonuçlanacağı açıkça belli olan bir çatışma vardı.Uzlaşma kavramı neredeyse unutulmuş gibiydi.Her geçen gün, daha da karanlığa giden ülkemizin o dönemki iktidarla yoluna devam etmesi imkansızdı."Nitekim", 12 Eylül 1980 tarihinde TSK, yönetime el koydu.Suçlu, kısa sürede bulunmuştu: 1961 Anayasası.Nihayet 1961 Anayasasını tasviye edecek bir anayasada hızla hazırlanmıştı. 1982 Anayasası, özgürlüklerin sınırlandırıldığı,devletin bekasının herşeyden önemli olduğuna öngören bir anayasaydı.Maalesef, demokrasiyle tam uyum sağlayamayan mevcut anayasamız, sürekli tadilat görüp bugünlere geldi.Artık ne kadar tadilat görse de günümüz koşullarını karşılamakta güçlük çekildiği için değişmesinin vakti gelmiştir.Devir; SiviL Anayasa devridir.

Her anayasa yapılırken özellikle 1. ve 2. Cumhuriyet tartışmalarının meydana gelmesi hayli can sıkıcıdır.

1.Cumhuriyet, kurucu iktidarın ideolojisine dayalı olan,devlet mekanizmasının ön planda tutan, bununla beraber temel hak ve özgürlükleri yasalar çerçevesinde uygun kılmaktır.II.cUMHURİYET kavramı ise 1991'den itibaren tekrar kullanmaya başlanmıştır.Mehmet Altan'ın deyişiyle II.Cumhuriyet kavramı, I.cUMHURİYET ideolojisini tamamen silme amacında olan -herhangi bir ideolojiye dayanmayan- sivil ve demokratik kurulmasını amaçlayan,askeri "siyaset arenasından" tamamen silen, şeffaf bürokrasiye haiz olan kavramdır.İkinci cumhuriyet, aynı zamanda başkanlık sistemi uygulanmasına da yol açabilecek bir kavramdır.Bence hazırlanacak sivil anayasa;

-1. ve 2.Cumhuriyet tartışmalarının odağından uzak kalan
-Muhakkak "Kemalist" ideolojiye dayanan
-Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen üç maddesi aynen kalan
-Özgürlükler, aşırı uç noktalara kaydırılmayan.(Biliyorsunuz ülkemiz "aşırı uç"luktan büyük zarar görmüştür.)
-Ne salt özgürlükçü ne de salt devletçi bir model olan.(İkisinin ortasını bulmak en idealidir.)
-Sivil yönetimi destekleyen
-Demokrasiyi işlenebilir kılan
-Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) aktif rol oyanayabilecek
-Ülkemizin birlik ve bütünlüğüne saygı duyan herkesi memnun edip takdirini toplayacak
-Kimseyi rencide ve mağdur etmeyecek
-Hızlı işleyen bir bürokrasi
-Şeffaf maliye, adaletli vergi sağlayan
-Güncel ve sürekli yenilenmek zorunda olmayan
-Daha sosyal bir devlet anlayışı güden
-Toplumun her kesiminin üzerinde uzlaşacağı bir anayasa istiyorum.

Böylece devletle milletimiz kaynaşacaktır.Arzulan devlet ve millet bütünlüğü sağlanacaktır.Bilhakis, 1. ve 2.Cumhuriyet tartışmalarının sürmesi durumunda ve sivil anayasayı bu tartışma odağında şekillendirmeye çalışmak ülkemizde yeniden rejim konusunu ön plana taşıyacaktır.Bu durum hiç kimse için iyi olmaz.

Türkiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, çağdaş,laik ve sosyal bir devlettir.Bu ilkeleri zedelemeye kalkışacak her türlü hareket ülkemizi refaha değil uçuruma götürecektir.Ben inanıyorum ki, Türkiye bu anayasa sınavını da en iyi şekilde verip yoluna devam edecektir.


SAYGILARIMLA