İnternetin Sansürlenmesini Sansürleyelim Mi?

İnternetin her geçen gün hayatımızdaki yeri ve önemi daha da artmaktadır. Gerek resmi işlemlerimizi tek tuşla gerçekleştirebilmek, gerek haber alma ve düşünce ifade etme özgürlükleri noktasında faydası göz ardı edilemez bir alan olmuştur internet. Dünyanın milisaniyelerle yarıştığı bu yüzyılda kimimiz için de hayatımızın değişmez bir parçası haline gelmiştir internet.

Teknolojideki bu gelişime duyarsız kalmak ancak kafasını kuma sokan devekuşu ile örneklenebilir heralde. Son zamanlarda adres çubuğumuza yazdığımız bir çok linke erişimimiz, artan bir ivmeyle engellenmektedir. Her geçen gün bir takım bahanelere dayandırılarak ardı ardına alınan mahkeme kararlarıyla ket vurulan, aslında özgürlüklerimiz ve geleceğimizdir.

Son günlerde internet, faydaları kenara itilen ve sadece zararları ön plana çıkartılan bir alan haline gelmiştir. Ne yazık ki dünyada milyonların bu sektöre kayıtsız kalmayıp ülke ekonomilerine bu yolla büyük katkılar sağladığını düşünecek olursak; son günlerde ülkemizde internetin suçla özdeşleştirilmesine ve bu çaba içerisinde olanlara DUR! demek istiyoruz.

Tabi ki toplum için suç teşkil eden unsurların internetteki yansımalarına bir takım kısıtlar getirilmelidir. Fakat; yasaklama çılgınlığı öyle bir noktaya geldi ki, hazırlanan belirsiz ve gevşek kanun maddelerine dayanılarak alınan mahkeme kararları artık "suç unsuru" algısının kime göre olduğu sorusunu zihinlerde uyandırmaya başlamıştır. Ve bu yasaklamacı çılgın zihniyet öyle bir hale gelmiştir ki erişim engelleme kararları muhatabına dahi bildirilme ihtiyacı duyulmadan direk olarak uygulamaya konmaktadır.

İki bakanlığın emrine verilen ve görevlerinden sadece birini oluşturan bilgi ve iletişim teknolojileri konusunu, yeni bir teknoloji bakanlığı kurularak ehline devredilmesini ve ülkemizde bu yönlü bir kalkınma hareketi başlatılmasını istiyoruz. Dikkat çekmek istediğimiz husus, öncelikle internetin ve teknolojilerin anlaşılması ve gelişimin önünü tıkamayacak düzenlemelerin hazırlanmasıdır. İnternetin çok yönlü özellikleri dikkate alınmadan sadece basın yayın aracı olarak ele alınması ve buna göre düzenleme yapılması çok büyük sakıncalara neden olmaktadır.

Sizden ricamız, bu konuyu köşenizde kaleme alarak nereye gittiğimizin ve bundan sonra daha neler olabileceğini düşünmenin zamanının çoktan geldiğini okuyucularınızla paylaşmak ve internet kullanıcıların bir nebze de olsa sesi olmak.

Saygılarımla...
M. P
www.sendedurde.org destekçisi.

Biliyorsunuz her zaman, her yerde hak ettiğimiz kadar özgürlüğü savunan biriyim. Son günlerde sendedurde.org’u yoğun olarak destekliyorum. Tavsiyem, sizde destekleyin. Merak etmeyin, hiç bir ideolojinin peşinden gitmiyor site, bir çıkar amacı da YOK. Zaten, böyle bir şey olsayda bu hareketin içinde ben yer almazdım.
Tabi internette ki sansüre karşı koymak için tam 410 gazeteciye mesaj attım. 41o gazeteci arasında bu konuda en duyarlı gazetecilerden biri Bugün gazetesi yazarı Sayın Aykut Işıklar oldu. Aykut Işıklar, 15 dk gibi kısa bir sure de yanıt Verdi.Fakat, yazdıkları beni tatmin etmedi. Buna bir de siz karar verin istedim. İşte noktasına, virgülüne dokunmadan yazışmalarımızı yayınlıyorum.

Aykut Işıklar:
----- Özgün İleti -----
Kimden : aisiklar@bugun.com.tr
Kime :,
Gönderme tarihi : 20/09/2008 15:27
Konu : RE: İnternet sansürünü sansürleyin!

Çok güzel şeyler yazmışsınız ama..internet kullanmakdam önce ahlaka ihtiyaç var. Türk milleti önce kimseye zarar vermeyen, dürüst insan olmayı öğrenmeli. İnternete gelece dek yapacağı çok şey var. Benim gibi 40 yıllık gazetec için bike internet ortamında neler neler yazdılar. Ve yazanlar yok ortada...Bu mdurur özgürklük. Ben de çok sesrt eleştiriyorum ama açıkça, isim vererek, belgelerimkle. güğn saat bildierek. Bazen bunun hesabını mahkemede veriyorum. bazen fiziksel saldırı olarak. Oysa internet de herkes kahraman. Onlarca takma isimle kılıç sallayan kahraman gösterebilirim. Başka sitelerin haberini ve fotografını çalareak gazetecilik yapanlat. Benim intermet de dört ayrı yaşam öykim var. Bu 30 yıl sonra ne olacak biliyor musunuz. Bir belgesel yapanın haber yapması demektir. Biz interet de cehalet yüznden tarihi bile aldatıyoruz.
Bu yüzden yazdıklarınız çok erken buluyorum. Oynasınlar oynayabildikleri kadar. Şimdi gibi hiçbir güvenirliği olmayan oyuncak olarak kalsın. Birgün yerine oturur. Ama şimdi değil.

Benim cevabım
----- Özgün İleti -----
Kimden :
Kime :, aisiklar@bugun.com.tr
Gönderme tarihi : 20/09/2008 15:27
Konu : RE: RE: İnternet sansürünü sansürleyin!
Sayın Aykut Işıklar;

İlk öncelikle samimi yorumunuz için çok teşekkür ederim. Siz, çok değer verdiğim bir gazetecisiniz. Sizin yazılarınızı güncel olarak takip ediyorum. Dolayısıyla yazılarınıza yansıttığınız kadarıyla neler yaşadığınızı tahmin edebiliyorum.

Şahsi kanaatimce internetin sansürlenmesini protesto etmemin erken değil hayli geç olduğunu düşünüyorum çünkü;


1)benim wordpress uzantılı bir blogum vardı. Gerçekten çok iyi bir blogdu. Fakat bir gün bloguma giremedim ve o gün öğrendim ki wordpress uzantılı tüm blogların erişimini mahkkeme kararıyla engellenmiş. Sebebi de wordpress uzantılı başka bir blog üzerinden atamıza hakaret edilmiş. (Hakaret edenin Allah cezasını versin) Peki benim blogumun günahı neydi? Benim blogum Atatürk'ü öven ve yurt meselelerine duyarlı bir blogdu.

2)İletişim öğrencisi olduğum için filmlere (özellikle kısa filmlere) özel bir ilgi duyuyorum. Bu konuda en başarılı paylaşım sitesi you tube idi. Biz, videolarımızı oradan paylaşıyorduk. Bir gün yine mahkeme kararıyla bu site engellendi. Sebep; yine Atamıza hakaret, cinsel içerikli yayın ve kumardı. O zamanlarda (hatta hala bile) bir öneri vardı youtube'a filtre gelsin tamamen kapatılmasın. (tr.youtube.com) Peki niye yapılmadı? Çünkü zihniyet yasakçı ve bürokratik!!!

3)Özellikle "Premiere League" maçlarını takip etmeyi çok seviyorum. Kabul etmek gerekir ki, futbolun beşiği İngiltere. İnternet üzerinden bu maçları yayınlayan siteler vardı. Bu sitelerin yaptığı iş kanun dışı değildi çünkü maçı yayınlayan kanalının online yayın linkini yazıyorlardı. Bir gün yine girdiğimde bu sitelerde yasaklanmıştı. Allah'a şükür şimdilerde Kanaltürk, Kanal24, ntvspor gibi kanallar bu maçları yayınlıyorda yasakçı zihniyetle yüzleşmiyorum.

4) Avrupa Birliğine girmek istiyoruz. Peki AB'de böyle bir yasaklama var mı?

5)Çoğu kişinin beğenmediği İran'da bile site tamamen engellenmiyor içerik filtrelemesini uygulanıyor. (Bu gerçekten böyle araştırdım )

6)Belki de bu yazdıklarımın arasında en önemlisi; Türkiye'de yayın yapan televizyonların, radyoların %90'ı taraflı. Peki geriye ne kalıyor? Özgür internet kalıyor. İllaki medya araçlarının birileri tarafından yönetilmesi mi gerekiyor? İnterneti de internet kullancıları yönetsin. Web 2.0 teknolojisi geldi diye boşuna sevinmiyoruz biz.

7) Geleneksel ahlak kavramından söz edilemediği için herkesin ahlaklı olması beklenemez. Ahlaklı olmanından da belirli bir ölçütü maalesef kabul edilmez. Bugün sahtekarlık yapan birini yoldan çevirin (Türkiye'de olmak kaydı ile) ondan ahlaklı kimse olamaz kendine göre! Ahlak, eğitimle başlar. İnternette ahlak avı yapamazsınız dolayısıyla ahlak ile interneti aynı kefeye koymak pek mantıklı bir açıklama olmayacaktır.

Sonuç olarak; tekelleşmenin olduğu yerde demokrasi olmaz. Adaletin olmadığı veya geciktiği yerde düzen olmaz. Ertelemek, her zaman var olan sorunları büyütmektir. Ne demişler: Erteleme, üşenme ve vazgeçme! Sorunları, ertelersek daha da büyür. Üşenirsek, aciz kalırız. Vazgeçersek, bir gün bu dünyada bizden vazgeçer.

Saygılarımla