5 Eylül 2007 Çarşamba

Medyamız Ne Kadar Ulusal?


Medya halkın sesi, gözü, kulağı mıdır? Yoksa toplumdaki güçlü ve baskın grupların sesini duyuran, deyim yerinde ise onların borusunu çalan, bu güçlerin eli-kolu olarak faaliyet gösteren güdümlü araçlar mıdır? Halkın sesini siyasi elitlere ve karar verme sürecini kontrol altında bulunduran güçlere duyurma işlevini mi yerine getirir? Yoksa, toplumdaki etkin güçlerin vazgeçilmez ve çok güçlü silahları olarak, toplumun sosyal-ekonomik problemlerini maniple edip, geniş halk kitlelerinin ilgi, dikkat ve enerjilerini başka alanlara kanalize etme görevlerini mi icra ederler?Medya, enformasyon kaynağı mıdır?Yoksa entropi deposu mudur?

Yukarıdaki sorulara hangi cevabı verirseniz verin.Gerçek olan şudur: medya, görevini yerine getirmiyor.Yaşanan her toplumsal olayı anlamakta zorlanıyor ve birçok durumdan bihaber kalıyor.Çoğu zaman haber yerine magazincilik yapılıyor.Gündem deseniz zaten suni gündemlerden ibaret.Ülkemizde, gelir dağılımındaki eşitsizlik, eğitim ve öğretimde yaşanan noksanlıklar,sağlık sektöründeki olumsuzluklar,terör vb. sorunlar dururken nedense medyamızda daha sık olarak magazin programlarını yerini alıyor.Haberleri saymazsak araya da göz boyamak için serpiştirilmiş siyasi tartışma programları (nedense hep gece vakti yayınlanır.Kimse izlemesin kimse bilgilenmesin.) ,eğitici ve öğretici programlar vb. var. Magazinciliğe karşı değilim; ama hepsinin düzenli dağılması gerek diye düşünüyorum.Ben televizyonu açtığımda bir mankenin özel yaşantısını öğrenmek yerine ülke gündemini takip etmek isterim.Televizyonda, bir mankeni karşımda göreceğime, herhangi bir tartışma programında değerli bir akademisyeni, benim gibi üniversite öğrencilerini ülke sorunları üzerinde kafa yorarken görmek isterim.(Tabi ülkemizde baş tacı olan iki meslek grubu var:Biri futbolcu diğeri manken.Gerçi ben her ikisini de meslekten saymıyorum; ama onlar, bu işin kaymağını yiyiyorlar.) Bir gazetenin ilk sayfasında haber (!), sonraki sayfalarını boş ver tarzında hazırlanmışsa ben bu gazeteden nasıl enformasyon alabilirim? Radyolarda, gün boyu müzik, komedi ve şiir programlarından başka ne bulabiliriz? Internet, yine diğer medya araçlarından iyi durumda.Kulanmanıza göre ister enformasyona ulaşıyorsunuz, ister entropiye yada dezenformasyona bu tamamen size kalmış.

Kalıplaşmış, yanlı, tekelleşmiş, salt magazinci, cesur (!) medyamız, dejenere olmuş bir nesilin mimarı oldu.Batımız ile doğumuz arasındaki köprüleri yıktı.Kültür yozlaşmasına yol açtı.İnsanlarımızın, beyinlerini uyuşturdu.Kadın haklarını hiçe sayıp bayanlarımızı istismar etti.İftiralar attı, siyasi ekol bunalımına katkı sağladı.Hükümetler yıktı, darbelere ön ayak oldu.Zengini korudu, fakiri sövdü.Sözde elit tabakaya hizmet etmeye kalktı.Ülkemizde çıt çıksa medyamızın katkılarıyla bizden önce yabancılar öğrendi.(Lütfen 11 Eylül* ve Amerikan Medyasının tutumu araştırın.Böyle bir olay, ülkemizde olsa on yıl yaygara kopardı.)Medyayı dördüncü kuvvet diye tanımlasak da kimi zaman birinci kuvvet olmaya bile kalkıştı. Peki medyamıza ne oldu? Sanki artık yeniden yapılanıyor gibi değil mi? Esasen yapılanmadan ziyade yapılandırılıyor.Çünkü medya, mevcut hükümetin duvarına fena tosladı.Güç ve para kimdeyse medya onun yanında olduğuna göre medyamız artık fanatik bir Ak Partilidir.Daha önce “yıkıcı,iftiracı” bir medya varken şimdi yapıcı (!),tarafsızmış gibi gözüken yağcı bir medyamız var.Her iki durumunda ne kadar tehlike arz ettiği açıktır.Her iki durumda yanlılık, abartı ve insanları kandırma çabası var.Neyse ne diyelim; medyamızın bu yeni hali vatana, millete ve yavru vatan Kıbrıs’a hayırlı olsun!

Türkiye, batmış yada batacak bir ülke değildir.Eminim ki, ilelebet payidar kalacaktır.Bu nedenle, buradan kurtuluş için çare üretmek gerekmez.Ancak önümüzde bir sistem tıkanıklığı var.Bürokratik yapılanmalarımız hantal. Bu durumda ülkemize hayli zaman kaybettiriyor.Bir misal vereyim; önde koşan atlet, ancak geri kalır.Bu geride kalma hali ilk durumu sebebiyledir.Biz yerimizde saydıkça herkes ilerleyecek ve bunun sonucunda geride kalmış olacağız.Yerimizde saymamıza neden olan faktörleri sıralayacak olursak;

a-Siyasi ekol bunalımı. (Dejenerasyonun hakim olduğu siyasi kadrolar)
b-Yazılı ve sözlü basın kadroları-->Medya
c-İnsan unsuru

A (siyasi ekol bunalımı) ve C (İnsan unsuru) maddeleri hakkında birçok yazı yazdım.(Bknz: Tüm yorumlar) Ancak b maddesi (Medya) için yazı yazamamıştım ve medyanın bu halini eleştirememek canımı sıkıyordu.İnsanların aydınlanması için medyanın; tarafsız, dürüst,cesur ve güvenilir olması haizdir.Medyamız, 81 ilimizin ortak değerlerini yansıtabiliyorsa başarılıdır.(Yoksa yerel basından ne farkı vardır?Bu ülke yalnızca İstanbul-Ankara-İzmir’den ibaret değildir.) Medya, önemli bir enformasyon kaynağı olduğunu unutmadan tarafsızlığını korumayı acilen öğrenmesi gerekmektedir.Çünkü medyanın tekelleşmesi, Türkiye’nin tekelleşmesidir.


SAYGILARIMLA

Notlar:

*11 Eylül olaylarının iç yüzünü gayet iyi biliyorum.Amerikan’ın BOP’u gerçekleştirmesinin önemli bir adımıydı.Ancak burada bahsettiğim nokta medyanın tutumuyla alakalıdır.Amerikan medyasının soğukkanlı tutumu, vatanseverliği, güvenilir olması bizim medyamıza ibret olsun.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok doğru tespitler yapmışsın.Sen,zaten ülke konularında uzmansın.Bu medyanın düzelmesi gerektiği kanaatindeyim, ancak pek ümitli değilim.Yani Türkiye düzelir.Türk Medyası düzelmez gibime geliyor.Tamam kızma inşallah her ikisi de düzelir.

Adsız dedi ki...

Sayın editörümüz galiba mankenlerden yana hiç şansı yok ki yazısında hep mankenleri hedef almış.

Adsız dedi ki...

Üstü kapalı olarak Hürriyet ve Posta gazetelerini hedef almış gibi gözüküyorsunuz.Aslında haklısınız Aydın Doğan'a ait tüm gazeteler sanki bulvar gazetesi gibi.Bilgi alamıyorsunuz, bu tür gazetelerden gündem hiç takip edilmiyor.Varsa yoksa dedikodu.Hayır, en kötüsü de gençlerin ahlak yapısı bozuluyor.

Arşiv