6 Ekim 2007 Cumartesi

VATANSEVERLİK DERSİ

VATANSEVER, ÜLKESİNİ ÇIKARSIZ SEVEN,ÜLKESİ İÇİN DURMADAN ÇALIŞAN VE ÜLKESİNİN TOPRAKLARI VE BAYRAĞI İÇİN CANINI SEVE SEVE FEDA EDECEK KİŞİYE DENİR.

Devletleri kahramanlar kurar, milletleri kahramanlar ayakta tutar. Milli mücadele yıllarımızda nice isimli, isimsiz kahramanlar varolmuş, vatanın dört bir köşesi bu kahramanların yarattığı cesaret, fedakarlık ve azim dolu destanlara sahne olmuştur. Dilimizi, dinimizi, her türlü özgürlüğümüzü borçlu olduğumuz bu kahramanların isimlerini ve anılarını yaşatmak, hikayelerini gelecek kuşaklara aktararak tarihimize ışık tutmak, hem bu toprakları kanlarıyla var eden kahramanlarımıza, hem de gelecek kuşaklara en büyük borcumuzdur.Bu kahramanlar, adeta vatanseverlik abideleridir.

Vatanseverliğin ne demek olduğunu iyice anlamak için gelin milli mücadele yıllarımızın gizli kahramanlarından birini, Zenci Musa’yı tanıyalım:


------Alıntı*------

Ailesi Sudan’lı olan Zenci Musa Girit’te dünyaya gelmişti. Savaşların arka arkaya patlak verdiği o zorlu yıllarda, Zenci Musa’nın Türk topraklarını düşmana karşı savunmak için katılmadığı savaş, savaşmadığı cephe kalmamıştı.

1900’lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına hakim olmak isteyen İtalya, Fransa ve İngiltere, Osmanlı topraklarını kendi topraklarına katmak için fırsat kolluyordu. Aralarında paylaşmak için gizli gizli çeşitli planlar yapıyorlardı. İşte bu planların dahilinde 1911 yılında İtalya, İngiltere ve Fransa ile anlaşma yaptı. Osmanlı’ya savaş açarak, Trablusgarp’a asker çıkardı. Trablusgarp’ın İtalyanlarca işgal edildiğini öğrenen Osmanlı ordusunun genç subaylarından bir bölümü Trablusgarp’ı savunmak için gönüllü olarak cepheye gittiler. Mustafa Kemal, Binbaşı Enver Bey, Nuri Bey (Conker), Fethi Bey (Okyar) gibi vatanseverlerde bu subaylar arasındaydı. Zenci Musa da bağlı olduğu birlikle beraber bu savaşta İtalyanlar’a karşı yüreğini koyarak savaştı.

Trablusgarp savaşı devam ediyordu ki 1912 yılında, bir yıl sürecek Balkan Savaşı patlak verdi. Trablusgarp’ta savaşan askerler, Balkan Cephesi’nde görevlendirilmek üzere İstanbul’a gönderildi. Zenci Musa da Trablusgarp’tan sonra bu sefer Balkan Cephesi’nde savaştı vatanı için.

1913 yılında Balkan Savaşları yeni bitmişti ki, 1914 yılında tüm dünya milletlerini etkileyecek 1. Dünya Savaşı başladı. Osmanlı İmparatorluğu da dört yıl gibi çok uzun bir zaman sürecek bu savaşın içinde buldu kendini. Türkler, Çanakkale cephesinde, Kafkas, Irak ve Kanal cephelerinde işgal kuvvetlerine karşı var gücüyle savaştı. Çanakkale cephesinde korkusuzca savaşan askerler arasında yine Zenci Musa vardı.

Zenci Musa, o dönem Teşkilât-ı Mahsûsa’da görev alan Kuşçubaşı Eşref Bey’in emrinde de çalışıyordu. Vatana hizmet etmek için zorlu görevler üstleniyordu. Teşkilât-ı Mahsûsa, günümüzdeki Milli İstihbarat Teşkilatı’nın karşılığıdır.

Eşref Bey’in emrinde çalışan Musa’ya, bir gün 300.000 altını Yemen’de Tevfik Paşa’ya teslim etme görevi verildi. Altınlar, düşman güçleri ile savaşan Türk kuvvetlerine silah alımı için kullanılacaktı. Bu altınların, düşman askerlerinin eline geçmeden, eksiksiz olarak Tevfik Paşa’ya teslim edilmesi gerekiyordu. Her tarafta işgal kuvvetlerinin askerleri kol geziyor, ajanları kulaklarını dört açmış, duydukları her haberi değerlendiriyordu. Bu zorlu şartlar altında Zenci Musa, altını yerine ulaştırarak, kendisine verilen görevi başarıyla yerine getirdi. İşgal güçleri komutanı General Harrington bu tür zorlu ve güven gerektiren görevlerin Musa’ya emanet edildiğini öğrendi. Musa’yı kendi saflarına çekmek isteyen General, Musa’yı yanına getirtti. General, Musa’nın gözlerinin içine bakarak, “Türkler için değil bizim için çalışırsan, seni altına boğacağım”dedi. Bu sözler üzerine çılgına dönen Musa, öfkeyle General Harrington’a dönerek "Her teklif herkese yapılmaz. Bu sözleriniz beni rencide eder; benim bir devletim, bir bayrağım var, ay yıldızlı bayrak; bir kumandanım var, Eşref Bey" cevabını verdi. Bu sözler üzerine general, karşısında duran bu zenci Türk’ün sadakati, vatanına duyduğu sevginin büyüklüğü ve vefakarlığı karşısında hayretler içinde kaldı.

Daha sonra Zenci Musa, Anadolu'daki Millî Mücadeleye destek için İstanbul'a geldi. Galata gümrüğünde hamallık yapıp, gece Anadolu'ya silah kaçırıyordu. Tüm bu çalışmalar sırasında vereme yakalandı. Onun bu durumunu gören Ali Paşa ona emekli maaşı bağlamak istedi. Zenci Musa, çok hastaydı ve parasal olarak ihtiyaç içerisindeydi. Buna rağmen "Paşam, ben bu fakir milletin emekli maaşını alamam" diyerek teklifi geri çevirdi. Zenci Musa öldüğünde, bavulundan; bir Osmanlı haritası, Kuşçubaşı Eşref 'in resmi, bir de kefen çıkmıştır.

Zenci Musa ve onun gibi bu vatan topraklarının bağımsızlığı ve biz gelecek nesiller için canlarını hiçe sayarak savaşan, çalışan, vatanın çıkarlarını, kendi kişisel çıkarlarının üstünde tutan, vatanını, milletini büyük bir sadakatle seven milyonlarca ismini bilmediğimiz kahramanımız büyük “vatansever”lerdir. Onların vatanları için yaptıkları bunca fedakarlığın yanında bizlere onları ve verdikleri mücadeleyi hiç unutmamak, ülkemiz ve milletimiz için çok, daha çok çalışmak düşüyor.

Cumhuriyet tarihimizi yazan, Türkiye Cumhuriyeti’ni “ilelebet yok olmak”tan kurtaran, savaşlarda kolunu, bacağını hatta canını vermiş isimsiz kahramanlarımızı minnetle anıyoruz.
------Alıntı------

Günümüze bakacak olursak nice Mustafa Kemal’ler, nice Zenci Musa’lar, nice Mehmet Akif’ler vardır; ancak siz onları göremezsiniz! Baksanız da göremezsiniz.Ancak özde değil sözde vatanseverler görmek isterseniz buyrun meydanlara bakın. Meydanlarda ulusalcıyım diye geçinen halbuki ulu sallayancıları görürsünüz.İşte bu yazımı ulusallayancılara “vatanseverlik dersi” vermek için yazıyorum:

Vatansever kişi, yalnızca duygularıyla değil aklıyla da hareket eder.

Vatansever kişi, korkusuz ve cesurdur.

Vatansever kişi, vatanı için yapacağı işin önemini gayet iyi bilir.

Vatansever kişi, ilk öncelikle kendine, sonra herkese karşı dürüsttür.

Vatansever kişi, çok konuşmaz, icraat yapar.

Vatansever kişi,çok iş yaparken az da olsa hata yapabilir.( Hiç iş yapmadan hata yapılmaz zaten öyle değil mi?)

Vatansever kişi; tasarlar,uygular, mücadele eder ve sonunda başarıya ulaşır.

Vatansever kişi, sahip olduğu değerlerin farkında olan kişidir.

Vatansever olan kişi, milliyetçilik, din birliği, dil birliği,tarih birliği ,ülkü birliğini gayet iyi bilir.

Vatanseverlik, macera değil meslektir.(Yalnız bu meslekten para değil; şeref kazanırsınız.)

En iyi milliyetçilik, ülkeyi böldürmeyen milliyetçiliktir.(Bunu Atatürk’ün milliyetçilik ilkesini bilenler anlarlar.)

Vatanseverlik, salt Atatürkçüyüm demek değil Atatürk’ü benimsemektir.(Mustafa Kemal olmadan Atatürk olunmaz!)

Vatanseverlik, 1 milyonu değil 70 milyonu hedeflemektir.

Vatanseverlik, hiç bir dış gücün güdümünde olamaz.

Vatanseverlik, kimsenin şahsi menfaatinde olup belli bir grup,çete,örgüt,parti vb. toplulukla tekelleştirilemez.

Vatanseverlik; gösteriş yapmak,provoke etmek ve pire için yorganı yakmak değildir.

Vatanseverlik, statükoculuk değildir.


Bilmem anlatabildim mi?



SAYGILARIMLA


Kaynak:

* Kılıçarslan, Şule “Örnek bir vatansever Zenci Musa”, Kutup Yıldızı , www.elegans.com.tr

11 yorum:

Adsız dedi ki...

Sen, örnek bir vatanseversin.Sözde değil özde vatanseversin.Sözde vatanseverler yani senin tabirinle ulu sallayanlar gaflet, dalalet hatta hıyanet içindedirler.

Adsız dedi ki...

Aynı zamanda;
VKGB çetesine, Tuncay Özkan'ın hareketine atıfta bulunmuşsun."Vatanseverlik bir milyonu hedeflemek değil 70 milyonu hedeflemektir." İnan, senden böyle bir yazı bekliyordun.Uzun süre yazmadın durdun durdun turnayı gözünden vurdun!Gerçek vatanseverlere selam olsun, sözde vatanseverler ıslah olsun!

Adsız dedi ki...

ssüper bi yazı olmuş eline sağlık

Adsız dedi ki...

"Şehitler ölmez vatan bölünmez."Gerçek vatanseverden birkaçını biliyoruz Allah'a şükür. Eminim ki biri de sensin.

Adsız dedi ki...

bir vatansever asla vatansever nasıl olmalıdır? sorusuna cevap vermez...
cunku kendisi idoldür
sorulan soruya kendisi cevaptır zaten..
böyle düşündüğümüz an aklımaza bir kaç isim bir kaç suret çıkıverir..
ve vatansever dediğiğmizde aklımıza ılk gelen şahsiyetlerdir vatansever..
kaldı ki şöylede bir şey var vatansever olmak için özellikle bir caba sarf edilmez Bir emir gereği ve o emre itaat geregi vatansever olunmaz
vatanseverlık bir insalık öödeviymiş gıbı olmalı
yani kımseden emır almadan kımseye emır vermeden..
kendinden motorlu olanlardır vatanseverler
13 tane askerimiz şehit olunca, şehitlerımızı bireysel olarak tanımayan ama yinede şehitlerımıze gözyaşı döken insandır vatansever...

Adsız dedi ki...

Sözde vatanseverler (ulu sallayancılar) meydanı ele geçirirse bende vatanseverliğin tanımını yaparım.(Üstelik bu tanımlarda yalnızca idolümün ürünü değil.)Yoksa gençlerimizi hain emellerine alet edebilirler.Gençlerimizin vatansever atalarını iyi tanıması lazım.Vatanseverlerle vatan hainlerini ayırt etmesi lazım.Atasını tanımayan it peşinde gezer bunu unutmamak gerekir.

Adsız dedi ki...

Aynen katılıyorum tanımlanamayan kavram olamaz.Vatanseverlikte kavranması gereken en önemli kavramdır.Şehitlerimize hepimiz çok üzülüyoruz.Zaten editörümüzde bu konu hakkında çok yazı yazdı.Duyarlı olmak sesini zamanında çıkartmaktır.

Adsız dedi ki...

Zenci Musa'yı tanımıyordum.Sen, benim bu isimsiz kahraman atamı tanımama vesile oldun.Allah senden razı olsun.Yolun, daimi açık olsun.

Adsız dedi ki...

Bu arada radyo bölümünde hataları hızlıca giderdiğiniz için teşekkür ederim.

Adsız dedi ki...

Helal olsun sana be abi.Süper bi yazı daha yeni okuyabildim ama gerçekten yazdığın en güzel yazılardan bir tanesi olmuş.Tebrikler!!!

Adsız dedi ki...

Merhaba abi.Nasılsın?Yazını çok beğendim.Gerçekten eline sağlık.Yazının üstüne şu yorumumu eklemek istiyorum.Bence şimdilerde gerçek vatanseverlere örnek vermek gerekirse bu topraklar için şehit olan askerlerimizdir.Biz büyükşehirlerde rahatça hayatımıza devam ederken onların hayatları pamuk ipliğine bağlı.Allah onlardan razı olsun.Terörün akıttığı kan bir an önce son bulsun.

Arşiv