7 Eylül 2008 Pazar

4’lü Zirveden Türkiye’nin Yol Haritasına Göz Atalım Mı?




Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
Mustafa Kemal ATATÜRK


Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Sarayı’nda gerçekleşen dörtlü zirveye;Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bölgede söz sahibi olan ve huzur arayan lider sıfatıyla,
Suriye Devlet Başkanı Arap Birliği Dönem Başkanı, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy AB Dönem Başkanı, Katar Emiri de Körfez birliği Konseyi Başkanı sıfatları ile katıldılar. Türkiye Cumhuriyeti, Suriye-İsrail arasındaki dolaylı görüşmeleri başlatan ve bölgesinde
güven ve istikrar üreten, son yıllarda çekim merkezi haline gelen ,
Sayın Esad’ın deyimi ile ‘güvenilir’ ülke oldu.

Türkiye, gerçekten son yıllarda komşularıyla olan ilişkilerini düzeltti. Bölgesinde söz sahibi bir devlet oldu. Bölgede Türkiye’siz bir adım atılmaz oldu. Her zaman zikrettiğim gibi ABD, Türkiyesiz attığı adımlarda hüsrana uğradığı için artık dünya devletleri Türkiye’nin çok önemli bir devlet olduğuna hemfikirdir. Ne Abd, ne Fransa, ne de Almanya hiçbir devlet Suriye ile İsrail ilişkilerine bu denli müdahil olamazdı. Müdahil olmaya giriştiklerinde ise İsrail’i destekleri için sorun çözülmezdi. Ancak Türkiye, bu konuya o kadar objektif, bir o kadar da kararlı yaklaştı ki, AB+D’nin yapamadığını yaptı.Bölgesel huzura dolayısıyla dünya barışına çok önemli katkılarda bulundu.

Türkiye’nin artık önü açıktır. Fakat 2017 yol haritası için birden çok güzergah vardır. Türkiye, bunların en mantıklısını seçmelidir. Taraf olmak yerine merkez olmak daha hayırlıdır. Samuel P.Huntigton’un “Medeniyetler Tezini” okuyanlar bilirler. O tezde dikkat çeken üç görüş vardır.

1) Farklı etnik unsurların bir arada yaşayamayacağı
2) Bir devletin büyümesi için muhakkak batılı devletlerin izni olması gerektiği
3) Türkiye’nin, Avrupa’ya kabul edilmeyeceği yani Türkiye’nin Avrupa’ya dahil olmadığı görüşüdür.

Türkiye, ilk iki görüşü çürütmüştür. Üçüncü görüşü de mevcut kapasitesini tam anlamıyla kullanarak çürütebilir. Ancak AB, her şey demek değildir. Ortadoğu açılımını da, Kafkas açılımını da değerlendirmek gerekir. Enver Paşa’nın Turan hayalini de bir kez daha incelemek gerekir. Türkiye, yerel kalkınma hamleleri ile küreselleşecek ve küreselleştikçe de itibarı artacaktır. Türkiye, ekonomik gelişimlerini tamamlasın bakın o zaman görün siz BÜYÜK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ.


"Biz ne bolşeviğiz ne komünist ne de sömürgeciyiz ;ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız."

Mustafa Kemal Atatürk

“Dünyanın uzak bir yerinde olan olaylara seyirci kalmak cahilliktir. Çünkü ne kadar uzakta bile olsa olaylar zinciri bizi etkileyebilir.

Mustafa Kemal Atatürk

Saygılarımla

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Süper bir yazı olmuş. Tezleri çürüten bir Türkiye'nin kendi doktrinini uygulamaya koymaya başlamıştır. Çok güzel günler bizleri bekliyor. 2017 inşallah ülkemin gücünün doruğuna geldiği yıl olur. Tabi daha erken olursa şahane olur.
Sevgilerimle, öptüm canım.

Adsız dedi ki...

Karikatürü siz mi çizdiniz? Çok komik olmuş.Bu blogda mizah anlayışı eksik derdim o da tamamlanmış maaşallah!

Adsız dedi ki...

Bu yazıyı okuyup hak verenler bir de şu yazıyı okusunlar:

http://www.cafesiyaset.com/haber/20080906/Ataturk-dusmanlariyla-nasil-baristi.php

Adsız dedi ki...

4'lü zirveyi, Gül'ün Ermenistan'a gidişini eleştirenler Atatürk'ün "Yurtta Sulh Cihanda sulh" sözünün önemini kavrayamayan kişilerdir.

Adsız dedi ki...

Horoz hem Fransa'yı hemde Sarkozy'i temsil ediyor değil mi_ :)

Adsız dedi ki...

H,ç bir sitede bu kadar harbi bir yorum okumamıştım. Tebrik ediyorum.

Arşiv