31 Ocak 2007 Çarşamba

K.IRAK'A Askeri Operasyon İhtimali


Son günlerde ülkemizin gündemine yine K.Irak meselesi yerleşti.Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk “Misak-ı milli sınırları” içinde Musul,Kerkük,Süleymaniye ve Erbil’i göstermiştir.Ruhu şad olsun Atamız, buraları ülkemizin sınırlarına dahil etmek için çok fazla gayret etmiş;fakat kısıtlı imkanlar ve çeşitli sorunlar nedeniyle kısmet olmamıştır.

Lozan'dan hemen sonra 1924 yılında Türk ve İngiliz Temsilcileri İstanbul'da Musul konusunu görüşmeye başladı. Ancak İngiltere'nin burayı Türkiye'ye vermek istememesi üzerine görüşmeler kesildi. 1925 yılı başlarında Türk ordusunun Musul'u bir askeri harekatla almak istediği sırada İngilizlerin kışkırtması ile Şeyh Sait isyanı çıktı. Bunun üzerine Türkiye uluslar arası gücün Musul'u bırakmayacağını anladı ve içerideki sorunlarla uğraşmak için buradan vazgeçti. 1926 yılında Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan Ankara Antlaşması ile Musul'dan vazgeçtik.
1926 Ankara Antlaşmasının 4.maddesinde [Madde 4: 1. madde mucibince Irak’a terkedilen arazideki ahâlînin tabiiyyeti Lozan Antlaşması’nın 30-36. maddelerine dayanılarak halledilecektir.Lozan Antlaşmanın bu maddelerini yorumladığımızda Irak’ta kalan bölgede (1926 Ankara Ant.ile) Türkmenlerin haklarını korunacağı ve aksi durumda Türkiye ve Milletler Cemiyetinin Müdahale hakkı olacağı ortaya çıkar.*]

1926’ta çözüldüğü zannedilen sorun esasen hala devam etmektedir.Musul’un,Süleymaniye’nin,Erbil’in ve Kerkük’ün durumu içler acısıdır şu anda.ABD’nin Irak’ta başarılı olamamış (BOP’un iflası) ve yine ABD Irak’ın iç savaşa sürüklenmesini körüklemiştir. (İç savaş çıkarmada gaye, direnişçilerin gücünü kırmaktır.) Bu gelişmelerden dolayı bölge ülkelerin kaygıları artmıştır.Özellikle Irak konusunda en hassas ülke olan Türkiye’nin tedirginliği had safhada ve aynı zamanda sabrı taşmak üzeredir.

PKK’nın yeniden aktif olarak faaliyete geçmesi, Musul,Kerkük,Süleymaniye ve Erbil’de Türkmenlere yapılan saldırılarla bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi, Mesut Barzani ve Celal Talabani’nin (daha dün Türkiye’den ilçe kaymakamıyla görüştüğüne sevinen, rahmetli Turgut Özal kucak açmasa ve onlara TC adına pasaport vermese kahr-ı perişan olacak kişiler) Türkiye hakkında ileri geri konuşması, kurulmak istenen bir kürt devleti, petrolün varil fiyatının aşırı derecede artması Türkiye’nin sınır ötesi hareketine neden olacak şeylerdir.Türkiye, her an sınır ötesi harekat yapabilir.Daha öncede belirttiğimiz gibi bu durumda hukuki olarak hakkıdır.Ancak Türkiye’yi K.Irak’a olası bir sınır ötesi harekatta şu faktörlerle karşılaşacağını göz önünde bulundurmalıdır:

*K.Irak’ta eskiden olduğu kadar hareket serbestliğimiz yok. (Malum yabancı bir güç tarafından işgal ediliyor ve yabancı gücün kuklası olan Irak Hükümeti mevcut)
*K.ırak’ta başarılı olup petrolleri ele geçirmeye çalışan ABD, belli kürt aşiretlerini yanına çekmeyi başardı.(Bu kürt grupları eskiden Türkiye sınır ötesi harekat yaparken bize yardımcı oluyorlardı.)
*K.ırak’ın demografik yapısı değişti.(Eskiden Türkmen ve Araplar lehineyken şimdi Kürtler lehinedir.)
àBu yüzden Türkiye sınır ötesi bir operasyonda halk desteği göremeyecektir.(Bölgedeki halkı arkanıza almadan istediğiniz bşarıyı elde etmek çok güç.Halk, kimi zaman düzenli ordudan bile büyük bir güçtür.)
*CIA ve MOSSAD, K.ırak’ta sözde Kürdistan ordusunu eğitiyor.( Muhtemelen sınır ötesi bir harekatta karşımıza düzenli ve gelişmiş silahlarlara sahip birlikler çıkacaktır.)
*ABD, zaten petrolü ele geçirmek amacıyla girdiği Irak’ta petrol üssü olan bu bölgeyi asla yabancı bir güce teslim etmek istemez.Bunu önlemek için her türlü entrikalara başvurabilir.(Daha müttefiki İngiltereye bile bu bölgenin kontrolünü vermiyor.)
İşte bu faktörleri göz önünde bulundurup öyle hareket etmemiz gerekiyor.Bana göre çok acil bir Kuzey Irak stratejisine ihtiyacımız var!

Kaynak:
*TBMMGCZ, İsmail Soysal s.309-317

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Herşeyi yapalımda Müslüman kardeşlerimizle karşı karşıya gelmeyelim.Bu bir tuzakta olabilir.Her zaman başka bir sebep vardır.

Arşiv